Türkiye ekonomisini en fazla domine eden sektörlerin başında gelir İnşaat. Öyle ki, yaklaşık 200 alt sektör de inşaata bağlı olarak iniş ve çıkışlar yaşar.
Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı projelerde sergilenen başarılar, sektörü ülkemiz ekonomisinin önemli bir belirleyicisi olma noktasına getirdi. GSYİH içindeki doğrudan payı yüzde 8’e yaklaşan sektörün bağlı sektörlerle birlikte dolaylı payı yüzde 30’lara ulaşıyor. İnşaat sektörüne dayalı bir büyüme modeli bazı ekonomistleri memnun etmese de inşaat sektörünün toplam hâsıladaki payı her zaman düzenli olarak artış gösteriyor.
2011 yılında toplam hâsılanın yüzde 6,2’sini inşaat sektörü oluştururken bu oran şimdilerde yüzde 8,5’in üzerindedir.
Günümüzde istihdam edilen yaklaşık 30 milyon insanın 3 milyona yakını inşaat sektöründe çalışmaktadır.
Yılda ortalama bir buçuk milyon konutun satıldığı ülkemizde yabancıya konut satışları da ciddi oranda artış göstermektedir.
Tüm bunlara rağmen şu açık bir gerçek ki, ekonomiye yön veren inşaat sektörü ülkenin ekonomik performansından doğrudan etkileniyor. Dolayısıyla 2018 yılı performansında temel belirleyici faktörler arasında; döviz kurları, faiz oranlarındaki gelişmeler ve bölgesel sorunlar da yer alacak. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar inşaat maliyetlerini direkt etkiliyor ve bu maliyetler ister istemez konut fiyatlarına yansıyor, bu fiyatlara bir de faiz oranlarındaki yükseklik etkilenince konut satışlarının bundan etkilenmeme gibi bir durumu olamaz.
Türk halkı gayrimenkulü her zaman güvenli bir yatırım aracı olarak görmüştür. Dolayısıyla sığınılacak bir liman arayan herkes yastık altındaki birikimlerini 2018’de gayrimenkul yatırımına dönüştürebilir. Çünkü bakıldığında gayrimenkul kadar kazandıran bir başka yatırım aracı yok.