Yapı sektörüne damgasını vuruyor

YAPI MALZEMELERİ

Türkiye’nin alanında öncü firmalarından olan EPSA, gelişim ve yeniliğe açık yapısı ile her geçen gün daha da büyüyor. EPSA, Barakfakih ve Eskişehir organize sanayi bölgelerindeki fabrikalarının yanı sıra TEKNOSAB’daki yeni yatırımı ile de atılımlarını sürdürüyor.

35 m2’lik bir dükkandan 35 bin m2’lik üretim tesislerine ulaşan başarı yolculuğunun dönüm noktalarını anlatan Yön. Krl. Bşk. Nurcan Özdemir, “Kaliteli üretimimiz, üstün hizmet anlayışımız ve müşteri memnuniyeti esaslı çalışma şeklimiz bizi bugünlere getirdi” dedi.

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? İş hayatına nasıl girdiniz?

Ardahan doğumluyum. Yedi kişilik bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldim. 1989 yılında Bursa’ya yerleştik. 1992 yılında yalıtım sektöründe profesyonel iş hayatına atıldım. Bu sektörün yeni yeni başladığı bir dönemde 7 yıl boyunca bu sektörde çalıştım ve sektörün detaylarını öğrenme şansı buldum. Profesyonel hayatımın sektörün yeni yeni gelişmeye başladığı yıllara denk gelmesi belki de en büyük şansım oldu. 1999 yılında ilk firmamı kurma kararı aldım. Gazcılar Caddesi’nde 35 metrekarelik küçük bir dükkanla bu işe başladım. 2007 yılında ise satışını yaptığım ürünleri üretme kararı aldım. Bu yıllar arasında sektörde hem satış hem de uygulama yaptım. Hatta bu alanlarda üstün başarılarımdan dolayı birçok firma tarafından ödüllendirilmeye kayık görüldüm. Üretime başladıktan sonra ilk fabrikamı Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi’nde kurdum. Şu andaki fabrikalarımın toplamı 35 bin metrekare.

EPSA’da ne tür ürünler üretiyorsunuz? Bu ürünleri hangi kanallarla müşterilerinize ulaştırıyorsunuz?

Biz aslında üç ana dalda üretim yapıyoruz. Otomotivde, tekstilde, beyaz eşyada üretilen ürünlerin daha korunaklı bir şekilde taşınabilmesi için ürünler üretiyoruz. Bu ürünlerimizi Eskişehir Sanayi Bölgesi’nde üretiyoruz. Beyaz eşya üreticilerinin çoğunluğu Eskişehir Sanayi Bölgesi’nde hizmet verdiği için o bölgeyi tercih ettik. Navlun fiyatlarındaki artış dolayısıyla o bölgeyi tercih ettik. Bursamız’daki fabrikamızda ise yapı kimyasalları üretiyoruz. Temelden başlayarak çatıya kadar binanın daha kaliteli, daha sağlam bir şekilde üretilebilmesi için kullanılan ürünlerimiz mevcut.

Biraz da üretim tesislerinizi anlatır mısınız? Kaç kişi istihdam ediyorsunuz?

Bursa’daki fabrikamız 20 bin, Eskişehir’deki fabrikamız ise 15 bin metrekarelik bir alan. Toplamda 100 çalışanımız var. Fabrikalarımızın kuruluşundan bu yana daha kaliteli üretim yapabilmek adına teknolojiye ciddi yatırımlar yaptık bu yüzden sektörümüzdeki diğer firmalara göre daha az çalışanımız mevcut.

Bursa’nın gözde sanayi alanlarından TEKNOSAB’da da bir yatırımız var. Bu tesiste ne tür faaliyetler yürüteceksiniz?

Dünyada üretim anlayışı ve aslında her şey farklılaşıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın öncülüğünde kurulan TEKNOSAB’ta yatırım yaptığım için kendimi çok şanslı görüyorum. O bölgede 15 bin metrekarelik fabrikamızda daha fazla teknoloji odaklı bir üretim anlayışı sergileyeceğiz. Orada yine inşaat ve otomotiv sektöründe kullanılacak, yapı kimyasallarımızın daha fazla katma değerli, daha çok ithalatını yaptığımız ürünleri üreteceğiz. Yani ülkemizin ithalat yükünü azaltmayı hedefliyoruz. Yaklaşık 20 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız. İlk etapta 30 kişilik bir istihdam sağlayacağız ve sonrasında bu sayı artacak. İnşallah en kısa sürede hayata geçireceğiz. 2024’ün ilk yarısında orada olmayı düşünüyoruz.

Bize biraz ihracat faaliyetlerinizden de bahseder misiniz?

Şu anda 27 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ve Uzak Doğu’ya ihracat yapıyoruz. Almanya, Fransa, Bulgaristan, Belçika gibi ülkelere ürünlerimizi gönderiyoruz. İhracatımız ve ihracat yaptığımız ülkeler her geçen gün artarak devam ediyor. TEKNOSAB’taki fabrikamızda üreteceğimiz ürünlerimizin navlunları çok düşük olacağı için ihracatımızı çok hızlı bir şekilde katlayacağını düşünüyorum.

EPSA’nın kendi sektöründeki firmalar arasındaki konumu nedir?

Ürünlerimiz kalite olarak Türkiye’de ilk beşte gösteriliyor. Kalitemizin yanı sıra teknolojiye dayalı bir üretim anlayışımız olduğundan dolayı maliyetlerimiz düşüyor. Bursamız’da ürünlerimizde kullandığımız hammaddelere ulaşmamız daha kolay oluyor. Kaliteyi üretim anlayışımızın merkezine yerleştirdik. Kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı çalışma anlayışımız bizi sektörümüzde tercih edilen bir firma haline getirdi.

6 Şubat depremlerinden sonra yalıtım ve izolasyonun önemi daha net ortaya çıktı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Deprem gerçeği, ülkemizin her dönemde gündeminde yer alıyor. Bu gerçekle her zaman yeniden karşılaşabiliriz. Aslında toplum olarak önceliğimiz bu gerçek olmalı. Toplumumuzda bu bilinci arttırıp daha kaliteli evler yapmamız gerekiyor. Bunun için neler yapmalıyız? Öncelikli olarak yaptığımız binayı sudan korumamız gerekiyor. Bu konuya dair OuattroFlex isimli bir ürün ürettik. Know How’u tamamen yurtdışından alınmış bir ürünümüz bu. Bu ürünün niteliğini ve çeşitliliğini arttırmayı planlıyoruz. Bugün Bursamız’da 30 yıllık binaların kentsel dönüşüme sokulduğunu görüyoruz. Bu aslında çok acı bir durum. Bizim binalarımız en az 100 yıl yaşamalı. Bunun için de binalarımızı iyi bir yalıtım yaparak, nemden, sudan, soğuk ve sıcaktan korumamız ve binayı oluşturan diğer tüm öğelerde de kaliteli sağlam malzemeler kullanmamız gerekiyor.

Yalıtım ve izolasyon bilincinin yaygınlaşması için kamu kurumlarına, sektörel derneklere ne gibi görevler düşüyor?

Kamu kuruluşlarının denetim ve yaptırım mekanizması zaten olmazsa olmaz. Sektörel derneklerde ise piyasada görülen olumlu olumsuz örneklerin masada tartışılıp çözüm önerileri sunmaları çok önemli. Örneğin üyesi olduğum İMSİAD’ın bu konuda çok önemli çalışmaları mevcut. Yalnızca kendi projelerimizde değil yapılan tüm yapıların denetlenmesi ve gerçeklerin görülmesi gerekiyor. Sektörel derneklerimizin çalışmaları kamu kuruluşları ile entegre bir şekilde ilerlerse daha iyi, daha kaliteli binalar ve şehirler ortaya çıkar diye düşünüyorum.

Sürdürülebilirlik ve çevre son dönemde öne çıkan konular. EPSA olarak bu konulardaki tutumunuz nedir ?

Dünya artık alarm vermeye başladı. Üretim yaparken, tüketirken dünyayı korumak için çalışmamız lazım. Şu anda firmamız yüzde 15-20 civarında geri dönüşümlü ürünler kullanıyor. Bu miktarı daha da arttıracağız ve gerekli tüm yatırımları yapacağız. Yeni aldığımız bir kararla kazanlarımızı komple değiştiriyoruz, daha verimli kazanlar kullanacağız. Güneş enerjisinden faydalanabilmek için GES projelerimizde sona yaklaşık. Eskişehir’deki fabrikamızda GES sistemlerimiz tamamlandı, önümüzdeki yıl TEKNOSAB’taki fabrikamıza da kuracağız. Burada yaklaşık 400 bin TL civarında bir enerji tasarrufu sağlayacağız. Biz bu tasarruf ve yatırımları dünyaya karşı insanlık ödevimiz olarak görüyoruz. İhracata gönderdiğimiz ısı yalıtım levhalarımızın kalınlıkları 10-20 cm arasında. Biz Türkiye’de hala daha 5 cm levhalarla yüzde 50 oranında ısı yalıtımından bahsediyoruz. Bence ülkemizde binalarda kullandığımız malzemelerin kalınlıklarının hızlı bir şekilde artması gerekiyor. Bunun içinde bir seferberlik ilan etmemiz gerekiyor. Ülkemizin en büyük ithalat kalemi enerji. Cari açığın yüzde 75’i enerjiden kaynaklanıyor. Bir an önce evlerimizden tutun işyerlerine kadar artık her yerde enerji tasarrufu sağlayan sistemlere geçilmeli.

EPSA olarak kısa, orta ya da uzun vadede hedefleriniz nelerdir?

Ben bu işe 35 metrekarelik bir işyerine sahip İZONUR firmamla başladım. Geldiğimiz noktada 35 bin metrekarelik tesislerimde üretim yapıyorum. Biz hiç yerimizde duramıyoruz. Yakın geçmişte Bursa’nın, Türkiye’nin en başarılı iş kadını ödüllerine layık görüldüm. Girişimcilik bisiklet kullanmak gibi bir şey. Sürekli hareket ediyorsunuz, hiç yerinizde duramıyorsunuz. Biz sürekli büyüyen, kendini geliştiren ve ekip çalışmasına önem veren bir kurumuz, bu yüzden de 2007 yılından bu yana sürekli büyüdük. Bundan sonra da daha güzel işler yaparak büyümemizi sürdüreceğiz.

Nasıl bir yöneticisiniz? Kendinizi bu anlamda nasıl tarif edersiniz ?

İyi bir yönetici olduğumu düşünüyorum. Ben 25 yıldır kendi firmamın çatısı altında faaliyet gösteriyorum. 23-24 yıldır bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımız var. Çok hareketli ve heyecanlı bir kişiliğe sahip olduğumdan çok hızlı karar veriyorum ve çok hızlı bir şekilde hayata geçmesini istiyorum. Detaylarla çok fazla uğraşmadan daha fazla sonuç odaklı iş yapmaya çalışıyorum. Bizim beş bölgede temsilciliğimiz var, temsilcilerimizle bir araya geldiğimizde ben hiç fiyattan konuşmuyorum. Kalite ve müşteri memnuniyeti bizim her zaman önceliğimiz olmuştur.

Kadın girişimciler arasında örnek gösterilen bir isimsiniz, aldığınız ödüller var. Bu başarı nasıl ortaya çıktı ? İş hayatında başarının formülü nedir size göre ?

Başarımızın en büyük formülü bence çok çalışıyor olmamdır. Her sabah 06.00’da kalkıyorum, çocuklarımla ilgileniyorum. Daha sonra işime geliyorum. Hiç aksatmadan tüm yatırımlarımı takip ediyorum. İşlerimizin her kademesine hakimim. Tüm işlerimizde ekip çalışmasına çok önem veriyorum. Ülkemizde ve dünyadaki gelişmeleri çok iyi takip ettiğimi düşünüyorum. Günümüzde her şey hızlı bir şekilde ilerlediği için ben de hızlı bir şekilde karar verip hayata geçirmek için çabalıyorum.

Özellikle kadın girişimcilere hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz ?

Bir kere sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Çok çalışmaları ve yaptıkları işlere inanmaları gerekiyor. Yaptıkları işi kaliteli bir şekilde yaparlarsa başarının kaçınılmaz olduğunu bilmeleri gerekiyor. Türkiye genelinde büyük girişimlerde bulunan kadın sayısının 15 civarında olduğunu duymuştum. Bu rakamın çok daha fazla olmasını ve sürekli artmasını diliyorum. Kadınlarımızın biraz daha cesur olup, kendilerini ifade etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bizler yaptıysak herkes yapabilir.

İleride deneyimlerinizi bir kitapta toplamayı düşünüyor musunuz ?

Bununla ilgili bana bir çok teklif geldi. Belki bir beş yıl sonra bunu düşünebilirim. Ben 15 yaşından beri çalışıyorum. 1992-1999 yılları arasında bu sektörde profesyonel iş yaşamım oldu. 25 yıldır da kendi işimi yapıyorum. Tüm bu yol boyunca benim de üzüldüğüm günler oldu ama ben o noktada oturup beklemek yerine çıkış yolları aramayı tercih ettim. Önümüze çıkan engelleri bir kenara bırakıp, onları ileride anlatabileceğimiz hatıralar olarak görebilirsek hedefe daha hızlı ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Kitap yazmayı evet istiyorum. Ben 8-9 yaşlarımdayken elektriği gördüm, yaşadığımız ortamda bulaşıklarımızı dahi dışarıdaki çeşmelerde yıkardık. Çaylarda, akarsularda çamaşırlarımızı yıkardık. Böyle bir yaşamdan günümüzdeki standartlarımıza geldik. Bunların paylaşılıp insanlara örnek olmasını istiyorum.

İş yaşamı dışında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aynı zamanda Nefes Dağyenice tesisinin yatırımcılarından biriyim. Orası da bizim için çok güzel bir tesis oldu. 327 dönümlük bir alanda konaklama tesisleri, restoranlar, macera parkı, su oyunları, karavan parkı, atv parkurları gibi çok farklı aktivitelerin yer aldığı çok büyük bir tesis. Çok keyifli ve Bursa’ya ayrı bir değer kazandıran güzel bir yatırım olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda da burada da zaman geçiriyorum. Bunun yanı sıra biri İstanbul’da üniversite öğrenimini gören iki çocuğum var. Çocuklarıma da zaman ayırmam gerekiyor. Biz yedi kardeşiz, yeğenlerim de var. Ailemle de ilgileniyorum. Tüm uğraşıların içinde yapabildiğim kadar spor yapıyorum ve farklı aktivitelerde yer almaya çalışıyorum.

Eklemek istedikleriniz?

Bu ülke bizim ve birlikte çalışıp üretmemiz lazım. Ülkemizin geleceğine her kesimden insanımızla birlikte katkıda bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Tüm bunları yaparken hep birlikte dünyayı korumamız gerektiğini düşünüyorum. Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.