Konut ve Yapı gazetesinin “Sektörel Buluşma” organizasyonunda bu ay “Ticari ve Endüstriyel Emlak” konusunu ele aldık. Hızla büyüyen Bursa’da ticari ve endüstriyel emlak konusundaki talebin de buna bağlı olarak arttığı, ancak yeterli planlamaların yapılamaması ve yüksek maliyetler nedeniyle yatırımcıların arsa ve binaya yeterince ulaşamadığı dile getiriliyor.
Ticari ve endüstriyel emlak konusunun uzmanları, giderek artan ihtiyacın karşılanması için Bursa’da organize ticaret merkezlerinin kurulması gerektiğini ifade ederek, “Yüksek maliyetler nedeniyle yatırımcılar OSB’lerde yer bulamıyor. KOBİ OSB projesinin ihtiyacı önemli ölçüde karşılayacağını düşünüyoruz” dediler.
Göksel Birsen (TÜGEM Bursa Şube Başkanı ve BTSO 54. Meslek Komitesi Meclis Üyesi)
Sanayi ve ticaret alanlarına değindiğimizde Bursa’da sektörümüzde bu alanda çalışan danışman sayısı çok az. Bunun bir çok nedeni var. Bursa’daki müşteriler bu alanda karşısında çok ciddi donanımlı danışmanlar istiyorlar. Bugün Bursa’da 17 tane organize sanayi bölgesi var. Türkiye’nin en fazla organize sanayi bölgesinin olduğu şehirde yaşıyoruz. Bizim en büyük sıkıntımız deprem bölgesinde olmamız. Evet konutları yeniliyoruz, ancak 230 bin kişinin çalıştığı bir bölgede plansız ticaret alanları mevcut. Bu alanların dönüştürülmesi gerekiyor, bunun için de organize ticaret merkezlerinin kurulması lazım. BTSO Başkanımız İbrahim Burkay’ın önderliğinde bir KOBİ OSB talebi toplandı ve 4.500 firma buraya başvurdu. Bu çalışmanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bursa’nın yüzölçümü 11 bin kilometre. Bu alanın binde 8’inde organize sanayi bölgeleri bulunuyor. Bu oran Almanya’da yüzde 4,2 civarında. Dolayısıyla bizim planlı alanlara bir an önce entegre olmamız gerekiyor. Bursa artık bir sanayi şehri, bunun bir dönüşü yok. Bunun sağlıklı bir şekilde planlanması gerekiyor, burada da bizim gibi sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor.
Emrah Şimşek (Endüstriyel Gayrimenkul Uzmanı)
Nilüfer ilçemizde Türkiye’de kurulan ilk organize sanayi bölgemiz yer alıyor. Bunun yanında kardeş kabul ettiğimiz Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi var. Çalı, Kayapa, Hasanağa, Deri Organize, Tekstil OSB gibi bir çok sanayi bölgemiz de mevcut. Bu bölgelerimizin çoğu doluluk oranına ulaşmış durumda. Artık sanayiciler bu bölgelerde yeni alanlar bulmakta zorlanıyor. Burada sanayici ilk olarak bu bölgelerde yer bulamıyor. İkinci olarak ise sanayici fabrika alanlarını satın almak istediğinde çok yüksek rayiç bedellerle karşılaşıyor. Şu anda yaşanılan enflasyondan dolayı rakamlar kontrol edilemeyen seviyelere geldi. Son iki üç aydır da satışların neredeyse durduğunu söyleyebiliriz. Bu yatırımların sanayicilerde ciddi bir yük oluşturduğunu görüyoruz. Sanayi alanlarına her zaman rağbet var ancak bahsettiğimiz sorunlar yaşanıyor. Ancak devletimizin verdiği yatırım teşvikleri ile yatırımlar sürdürülmeye çalışılıyor.
Ayhan Korkmaz (Gayrimenkul Değerleme Uzmanı)
Biz çalışmalarımızı Yalova Yolu’nun batı ve doğu kısımları olarak ikiye ayırıyoruz. Şehrin doğu kısmında çok eski binalar mevcut, dolayısıyla muazzam bir dönüşüme ihtiyaç var. İstanbul yolu ile bağlantısı nedeniyle Demirtaş OSB en çok tercih edilen yerlerden biri. Yakın zamanda da OSB bağlantısı için bölgeye bir köprülü kavşak yapıldı. Şu anda o bölgede sınırlı sayıda arsa var. Bu nedenle rakamlar yüksek. Bölgenin doğu kısmını ilave ettiğimizde Küçükbalıklı, Veysel Karani, Panayır gibi bölgelerde eski yapılar olduğu için sanayicilerimizin taleplerini karşılamıyor. Bu bölgelerde arsalar taban alanı ihtiyacını karşılamadığı için buralarda muazzam bir dönüşüme ihtiyaç var. Sanayicilerimiz daha çok Otosansit, NİLTİM gibi alanlarda ticari alanlar kurulmasını istiyor.
Salih Aras (Gayrimenkul Değerleme Uzmanı)
Gayrimenkul fiyatlarındaki artışları enflasyonla birlikte gelen maliyet artışları ve arz-talep dengesizliği üzerinden ele almak gerektiğini düşünüyorum. Dünya bir pandemi dönemi geçirdi. Bir çok sektör bu olaydan pandemi esnasında zarar görürken, gayrimenkul sektörü pandemiden sonra etkilerini yaşadı. Tam bu etkilerin izleri silinmeye başlamışken ardından 6 Şubat ve sonrasındaki depremleri yaşadık. Bu felaketler göçleri beraberinde getirdi ve bu durumda arz-talep dengesini bozdu. Bir de ülkemizde düzensiz göçmen sorunu yaşıyoruz. Bir de yaşanan enflasyonla birlikte yaşanan artış maliyetlerdeki artışları getirdi. İnsanlar ne yazık ki bir çok sebepten dolayı gayrimenkule ulaşamıyorlar. Bu konuların ele alınması ve çözümü büyük önem arz ediyor.