Büyük bir hızla gelişen, Türkiye’nin en büyük finans merkezlerinden ve çağdaş kentleşmenin simgesi haline gelen Bursa’da, toplamda 14 bin m2’lik iki üretim tesisi ile yalıtım sektörünün en büyük üreticilerinden biri olan EPSA Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir ile sizler için özel bir röportaj gerçekleştirdik.
İnşaat sektöründe MANTOYAP Isı Yalıtım Sistemleri, BUDAFİX, BUDAPOR, NEOPLUS, BURPOR, NURPOR, ATABOARD ve ambalaj da ECEPACK markalarıyla hizmet veren EPSA Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, sektördeki en parlak yıldız olmakla yetinecek gibi görünmüyor. 2013 yılı dahil olmak üzere sürekli yatırım yapan EPSA bölgesel olarak oluşturduğu güç ile bir Türkiye markası olma yolunda ilerliyor. |
|
1.Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ardahan’ın Ardıçdere köyünde 7 çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldim. Kardeş sayımdaki fazlalığın nimetlerini de gördüm, dezavantajlarını da. Şöyle ki hak verirsiniz ki 7 kardeşin okuması, hele ki o günlerdeki şartlarda pek mümkün değildi. 1989 yılında bizim için Bursa yolculuğu başladı ve Bursa benim için bir dönüm noktası oldu. Okuyabilmek için geldiğim Bursa’da hayat şartlarından ötürü kendimi bir tekstil fabrikasında buldum. Hayat işte, her daim sürprizlerle dolu. Bundan sonra yaşadıklarım bu sözümü haklı çıkaracak cinsten oldu çünkü.
2.Sektöre nasıl adım attınız?
Tabir yerindeyse işin mutfağında piştim. Yalıtım sektöründe birçok görev tanımım oldu ama içimde bir girişimci vardı, açığa çıkmak için fırsat kolluyordu. Yalıtım sektörünü tanımam, sektörün gelecek vaad ettiğini görmem ve cesaret… Eşimle kendi işimiz kurduk ve ilk başlarda dükkânımızın kirasını ödemekte zorlansan da vazgeçmedik, asla vazgeçmeyi dahi düşünmedik. Bir farklılık yapmamız gerektiğine inandık. Her fırsatta belirttiğim gibi ‘başarının sırrı, farklı olabilmekten’ geçiyordu. Bu farklılığı da ancak üretim yaparak aşacağımızı görerek İzonur İzolasyon olarak başlayan yolculuğumuzun rotasını üretime çevirdik. 2007 yılında 5 bin m² kapalı alana sahip EPSA Yalıtım ve Ambalaj Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şirketi olarak başlayan bu yolculuğumuz bugün ilk gün kü heyecanımız ve şevkimiz ile devam ediyor.
‘Üretimde kalite bizim olmazsa olmazımız. Güçlü makine parkımız, deneyimli AR-GE Ekibimizle sürekli yüksek kaliteli üretimini başardık. Yapı sektöründe kalitesizliğin bedeli ağır olur.’ |
3.Firmanızı tanıtır mısınız?
Satış ve uygulama ile başladığımız ticari hayatımız, şimdi üretimlerimizi markalaştırarak devam ediyor. %100 yerli sermaye ile faaliyetlerini sürdüren şirketimizde bugün, 75 personelimizle birçok farklı sektörlere yönelik üretim yapıyoruz. İnşaat sektörüne yönelik yalıtım malzemesi ve otomotiv sektörüne yönelik EPS mamul üretimi, ardından ambalaj ve yapı kimyasalları. EPSA’ yı ayrıcalıklı ve üstün kılan en önemli özelliğimiz; yapı ürünlerinin, mantolama sistemlerinin, yapıda kullanılan çimento esaslı ürünlerin ve su yalıtım ürünleri ile yapı sektöründe kullanılan tüm yalıtım malzemelerin üretimini bünyemizde bulundurmamız. Kişi ve kurumlara özel, ihtiyaca uygun çözüm önerileri ve zengin ürün yelpazemizle, genç ve dinamik bir ekiple çalışıyor olmanın avantajını taşıyoruz. EPS üretiminde aylık 350 ton, yapı kimyasalları üretiminde ise aylık 10 bin ton kapasitesiyle hizmet veriyoruz. EPSA olarak 2 üretim tesisi ile toplam 14.000 m² üretim alanına ulaşmış durumdayız. AR-GE ve ÜR-GE faaliyetlerini gelişmek ve büyümek, hedeflerimize ulaşmak için son derece önemli unsurlar Pokerklas olduğu kanaatindeyim. Bunun yanı sıra genç ve dinamik bir ekiple çalıştığımızı da söylemeden olmaz. EPSA’ nın yerelde lider ülke genelinde ise ilk 5’te yer almasının en büyük faktörünün insan kaynağına yaptığı yatırımla birlikte kaliteden asla taviz vermemesi, düşük kaliteli mal üretmemesi olduğunu belirtmek isterim. Üretimde kalite bizim olmazsa olmazımız. Güçlü makine parkımız, deneyimli AR-GE ekibimizle sürekli yüksek kaliteli üretimi başardık. Çünkü biliyoruz ki, yapı sektöründe kalitesizliğin bedeli ağır olur.
4.2013 yılında firmanız nasıl bir performans gösterdi? Şirketinizin 2014 ve sonrasına ilişkin hedeflerin nelerdir? Hayalinizdeki EPSA’ yı tarif eder misiniz?
2013 yılında başarılı bir grafik sergiledik, yılı tamamlamamıza bir ay kalsa da mali tablolarımız bize genel olarak 2013 hedefimizi ulaştığımızı gösteriyor. EPSA 2013 yılında yüzde 55 oranında bir büyüme sağladı. Yalıtım malzemeleri denilince akla gelen ilk marka olmak istiyoruz. Bunun içinde var gücümüzle çalışıyoruz. ‘Hayal’ çok iddialı bir kelime anlamı barındırıyor aslında içinde. Hayaller var olmadan olmaz. Benim kendim için, ailem için, şirketim, çalışanlarım, ülkem için hayallerim var. Ve inanıyorum ki, rehavete kapılmadan hayalleri amaç edinip çalışınca başarmamak için hiçbir neden yok. EPSA’ yı sınırlarını aşan bir marka haline getirme haline getirmek için çalışıyoruz. EPSA olarak ürünlerimizin daha geniş yelpazede kullanılması ve uygulamada tercih edilmesine yönelik de ‘Usta Eller Kulübü’ projesini hayata geçirdik. Bu proje kapsamında ürünlerimizi tercih eden ustalara yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu proje sayesinde ustalarla aramızdaki bağı daha da güçlendirmek istiyoruz. Yapacak, yapılacak o kadar çok iş var ki…
5.Yeni yatırımlarınızın olacak mı?
Biliyorsunuz, ülkemizde kentsel dönüşüm süreci başladı. Bu süreçte özellikle konumlandığımız Bursa’da istikrarımız, başarımız ortada ancak İstanbul’daki bu kentsel dönüşüm sürecinde de yer almak istiyoruz. İstanbul çevresine yönelik ciddi planlamalarımız var. Önümüzdeki büyüme hedeflerimiz içinde İstanbul başlı başına stratejik önem taşıyor bizim için. Bunun dışında ileride Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne de yatırım yapmayı düşünüyorum. EPSA her zaman yeniliklerin ve ilklerin markası oldu, olmaya da devam edecek.
6.AR-GE çalışmaları yapıyor musunuz?
AR-GE yapmadan bir şirket başarılı olamaz. Genel kabullerin geçerliliğini yitirdiği iş dünyasında şirketleri başarıya götürecek yegâne anahtar AR-GE’ dir. Üretim safhamızda sürekli iyileştirmeler yaparak müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine cevap veriyoruz. Bu anlamda Ar-Ge çalışmalarını yürüttüğümüz yeni ürünler ve markalarımız var. Yıllık planlamalarımızı yaparken, o yıl ki hedeflerimiz doğrultusunda yatırım bütçemizden ayrı olarak AR-GE çalışmalarımıza bütçe ayırıyoruz.
7.Sektörünüzün bugünkü durumu ve gelişimi ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Sektörünüzün sorunlarını belirterek, çözüm önerilerinizi açıklar mısınız?
Ülkemizde yalıtım sektörü ve yalıtım bilinci istediğimiz hızla olmasa da ilerleme gösteriyor. Bu gelişme de hiç kuşkusuz insanların farkındalıklarının artması ve bu konuda belli bir bilince ulaşmaları etken. Ev sahibi olmak isteyenlerin artık ilk başta aradıkları kriterlerden bir tanesi mülkün yalıtım donanımı oldu. Böylesi bir bilince ulaşılmasında sektörün bu konudaki kamuoyu oluşturma faaliyetlerini görmek mümkün. Bunun yanı sıra devlet teşviki de yalıtımın öneminin bireylerce anlaşılması açısından son derece yerinde uygulamalar oldu.
Sektörünün en büyük sorunun bireylerin yalıtım konusundaki bilgilerinin yetersiz oluşu denilebilirdi bir süre önce. Fakat son zamanlardaki bilinçlendirme çalışmaları ile bu konudaki eksiklikleri bir nebze olsun giderilebildi.Tüm bu yüz güldürücü gelişmelerle beraber hepimizin tanık olduğu gibi bir iklim değişikliği söz konusu. Yaşanan iklim değişikliği enerjiye olan ihtiyacı arttırırken aynı zamanda enerji tasarrufu konusunu gündeme taşıdı. İnsanlar enerji kaynaklarını daha verimli nasıl kullanabilirim diye düşünmeye başladılar. Saydığımız bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda yalıtım sektörünün bugünü ve yarını parlak diyebilirim. Bu gelişmeler ışığında gerekli hamleler ile önemli kazanımlar sağlanabilir. Sektörün sorunlarına gelince son dönemde göz önünde olan ve tartışılan her konu da olduğu gibi yalıtım sektöründe de merdivenaltı üretim peyda olmuş durumda. Daha az maliyetle üretilen yalıtım malzemeleri konuda pek de bilgi birikimi olmayan kişiler tarafından alınıyor ve sektörün imajını zedeliyor.
Her sektörde yaşanılan sorunları bizim sektörümüz için de sıralarsak yanlış olmaz. Müşteri ihtiyaçlarına cevap veremediğiniz her durumda sorun kapıdadır. Bunun için proaktif bir yaklaşıma sahip olmak gerekiyor. Her zaman bir B planı bulundurulmalı.
Başarıya ulaşmaya çalışırken ürkmemiş, yılmamış, ‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma’ diyenler olmuş, duymamış. “Oysa kadının elinin değmediği bir ekonominin bereketi olmaz” diyor Nurcan Özdemir ve ekliyor; “Büyümesi de olmaz. O yüzden diyoruz ki, Türk toplumu, bu prangadan kurtulmalıdır. Elinde hamur olanlar her işe karışsın ki, büyümenin bereketini toplumun tamamı hissedebilsin. Girişimciliğin gerektirdiği dayanıklılık ve duygusal zeka kadında bulunmaktadır.” |
8.Ödüller almış bir kadın girişimci olarak başarınızın sırrı nedir? Girişimci adaylarına neler önerirsiniz ?
Aslında söyleyeceğim şeyler bir sır değil. Herkesçe bilinen gerçekler. Amaçlarınıza ulaşmanın tek sırrı ne derseniz inanmak derim. İçinizdeki Güce İnanın! Çünkü bütün başarı hikayeleri inanmakla başlar. Yapamayacağınızı, başaramayacağınızı söyleyenlere kulaklarınızı kapatıp; bilgiye, yeniliğe, fikirlerinize ve en önemlisi kendinize inanmaya başladığınız anda sizin başarı hikayeniz de başlamış demektir. Hiç mi sorun olmadı dersiniz tabi oldu. Ama yılmadım, sorunların beni alt etmesine izin vermedim. İnatla, kararlılıkla sorunların üzerine yürüdüm. Bir kere girişimci sessiz sakin, kendi halinde olamaz. Olaylara herkesin gözüyle bakamaz. Etrafını her daim sorgular ve eleştirir. Her zaman söyleyeceği sözü ve amaçları vardır tabi bunun için bitmeyen bir enerjisi ve onu destekleyecek bir ailesi varsa da karşısında kimse duramaz. Katıldığım konferanslarda hep şunu vurguluyorum; yapacağın işin hayalini kur, inan, araştır, hedef belirle ve yürü…
9.Son olarak eklemek istedikleriniz…
Hayatta hiçbir şey kolay değildir. Kolay olan şeylerin vereceği haz da anlık olacaktır. Kendimize büyük hedefler koymalıyız. Yaptığımız işin en iyisi olmaya çalışmalı, elimizden gelenin fazlasını yapmalıyız. Bu da beraberinde başarıyı getirecektir. İster girişimci, ister bir profesyonel olsun özellikle kadınlar ‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma’ diyenleri duymasınlar.
Kadının elinin değmediği bir ekonominin bereketi, büyümesi de olmaz. O yüzden diyoruz ki, Türk toplumu, bu prangadan kurtulmalıdır. Elinde hamur olanlar her işe karışsın ki, büyümenin bereketini toplumun tamamı hissedebilsin. Girişimciliğin gerektirdiği dayanıklılık ve duygusal zeka kadında bulunmakta...Son olarak sektörümüze ilişkin de birkaç ekleme yapmak isterim. Enerji verimliliğiyle ilgili yasalar çıkmasına rağmen, yetersiz olduğunu düşünüyorum. Kanunların biraz daha katı olması şart. Yalıtım ürünlerinde KDV’nin de yüzde 1’e çekilmesi gerektiğini sektör temsilcileri olarak dile getiriyoruz. Yalıtım sektöründeki en büyük sıkıntılardan birisi de eğitimsiz uygulamacıların fazlalığı. Malzeme kalitelerinde pek büyük sorun yok, fakat uygulamalarda sorunlar yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bu soruna da bir an önce çözüm bulunmalı ve bir denetim sistemi kurulmalı. Her sektörde olduğu gibi yalıtım sektöründe de kayıt dışı faaliyetler yoğun bir şekilde devam ediyor maalesef. Bunun da önüne kesinlikle geçmemiz gerekiyor. Kayıt dışı ekonomi ve haksız rekabet, bizi de çok zor durumlara sokuyor. Bu noktada da bizlerin, sektör temsilcilerin sesi olan Konut ve Yapı Gazetesi’ne teşekkür ederek, başarılarının devamını diliyorum.