İnşaatta kalite nedir? Kalite deyince konut tüketicisi neye bakmalı?
“Şu anda mevcut yasalarla konut üretimi standartlara bağlanmış durumda. Türkiye, bildiğiniz gibi 1999 yılında acı bir deprem yaşadı. Bursa da 1. derecede deprem kuşağında yer alan bir şehrimiz. Ancak ne kadar kural koyarsanız koyun bunu uygulayanlar insan olduğu için hatalara imza atabiliyor. Bilinçsizlik ve para kazanma hırsı üreticileri yanlış adımlar atmaya yöneltiyor. O yüzden tüketicinin de sorumlulukları var. Çünkü daire almak gömlek almaya benzemez. Ortalama bir bina ömrü 60-65 yıldır. Yani neredeyse bir insan ömrü. Ömrünüzü geçireceğiniz daireyi alırken ilk önce inşaat firmasının referansına bakılmalı. Biz, müşterilerimize ‘Bizi kamuoyundan ve medyaya sormayın, daha önce daire sattığımız müşterilerimize sorun’ diyoruz. Bursa sokaklarında gezdiğimizde insanlar yolda bize sarılıp ‘Sizden daire aldık, çok memnunuz’ dediklerinde büyük bir keyif alıyoruz. Binanın sağlamlığı her şey değil. Vatandaşlarımız haklı olarak her şeyin en iyisini ve en hesaplısını istiyor. Bursa genelinde konutlar ne çok pahalı ne de çok ucuz. Demek istediğim vatandaşlarımız daire satın alırken inşaat firmalarının geçmişini incelesin. Firmanın güvenilirliğini sorgulasın."
İnşaat sektörü dışında başka meslek dallarına ilgi duydunuz mu? Şu an bu işi yapmıyor olsaydınız sizi nerede görürdük?
“Ben hep topluma fayda sağlayacak işlerde çalışmayı istedim. Halkla iç içe olmak istedim. Bu benim fıtratım gereği. Küçük yaşlardan itibaren çalışma hayatına atıldım. Yoğun bir hayat tecrübesine sahibim. O yüzden masa başı işlerde beni göremezdiniz. Ben şu an işimi çok önemsiyorum. Hedeflerimi de başardığıma inanıyorum. Toplumun yararına çalıştığımı düşünüyorum.”
Siz de Bursa’da iddialı bir firmasınız. Çalışma sisteminiz nasıl? Başarıyı neye borçlusunuz?
“Biz Alpiş olarak sistemli bir çalışma içindeyiz. Partnerlerimizi özenle seçiyoruz. Örnek verecek olursak bir inşaatı başlamadan önce yapı denetim firmalarından betonla ilgili analiz isteriz. Analizleri incelediğimizde mevcut çalıştığımız firmanın değerleri yüksekse o firmayla çalışmaya devam ederiz. Eğer istediğimiz kalitenin altında ise en iyi değerlere sahip olana yöneliriz. Bir müşterinin binanın yapı sağlamlığını test etmesi çok zor. O ancak diğer tüketicilerden bilgi alarak tespit edebilir.”
“Biz Alpiş olarak markalaşmaya çok önem veriyoruz. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de birçok marka sayabiliriz. Firmalarımızı markalaştırmak zorundayız. Ve para kazanırken sadece kardan taviz vermeliyiz ki kaliteli yapılara imza atabilelim.”
İnşaat sektörü, tehlikeli işler sıralarında başı çekiyor. İş güvenliği uygulamaları açısından durumunuz nedir?
“Her şeyden önce personelimiz kendi can güvenliğini düşünmeli. Bundan birkaç yıl önce yaşadığım bir anıyı paylaşmak istiyorum. Şantiyemizde bir personelimizin güvenlik önlemlerini almadığını gördüm. Ona ‘Niçin güvenlik önlemi almıyorsun?’ diye” sorduğumda ‘Ağabey bana bir şey olmaz’ cevabını aldım. Bu mantıkla bir yere varamayız. Bizim her şantiyemizde inşaat mühendislerimiz ve iş güvenlik uzmanlarımız var. Taşeron firmalarımızın da iş güvenlik uzmanları gerekli kontrolleri sağlıyor. 3’lü
bir mekanizma ile çalışıyoruz. Ancak ne olursa olsun işçi kardeşlerimizin de bilinçli davranmaları gerek. Bunu kazandırmak için işçi kardeşlerimizi ayda 2 kez eğitime tabi tutuyoruz. Sadece polisiye tedbirlerle arzu ettiğimiz güvenliği sağlayamayız.”
Bursa için yabancıya konut satımı çok önemli. Yabancıya konut satabiliyor musunuz?
“Bölgemize Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin ilgisi yoğun. Bu coğrafyada yaşayanların satın alma gücü çok yüksek. 120-130 bin dolarlık ödemeleri rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Konut aldıkları zaman ülkemize de bağlanıyorlar. Her yıl evlerine gelerek turizm sektörünü de canlandırıyorlar. O yüzden yabancıya satışı çok önemsiyoruz. Hükümetimizin 1 milyon dolar ve üzerinde gayrimenkul alanlara vatandaşlık vermesi çok yerinde Perabet bir adım oldu. İlerleyen yıllarda satışları artıracak. Bursa’da ise özellikle Kuveytlilerin ilgisi var. Geçen yıl tamamlanan projelerimizde toplam satışın yüzde 25’ini yabancılara yaptık. Bu sayıyı gelecek projelerimizde daha da artırmayı hedefliyoruz. Tabi bu oturduğumuz yerden olmaz. Bunun için sık sık yurt dışına çıkıyoruz. Ben de ekibimle birlikte çalışmalar yürütüyorum. Çalışmalarımızın meyvelerini yeni projemizde çok daha net göreceğiz.”
Gelelim kentsel dönüşüm konusuna… Yapılan çalışmalar sizce yeterli mi? Sağlam bir kentsel dönüşüm için neler yapılmalı?
“Kentsel dönüşüme binasını veren vatandaşlarımız, kamu ve müteahhitler bu işin tam anlamıyla ciddiyetini kavrayamadı. Vatandaşlarımız, bir tabutun içinde yaşıyor ancak müteahitlerle fayans, daire, çeşme pazarlığı yapıyor. Kentsel dönüşüm böyle yürümez. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Recep Altepe bu konuda çok duyarlı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Büyük bir riskle 0,50 emsal artışı kararı aldı. Ancak bu yetmiyor. Merkezi idarenin de yapı stokunun dönüşümü için biraz daha inisiyatif alması gerekiyor. Bursa’ya baktığımızda rantı yüksek yerlerde dönüşüm olduğunu görüyoruz. Bu doğru bir şey değil. Bursa’nın yapı stoku çok kötü durumda. Kentsel dönüşüm biraz daha cazip hale getirilmeli.”
Kentsel dönüşüm projelerine yönelmeyi düşünüyor musunuz?
“Biz öyle bir yapılanmayı kendi bünyemizde henüz kurmadık. Çünkü biz kaliteden ödün vermiyoruz. Bazı meslektaşlarımız yüzde 35 payla çalışmaya başlıyor. Müteahhit için kabul edilebilir bir durum ve sürdürülebilir bir model değil. Kentimizde az sayıda firma bu işi ciddiyetle sürdürüyor. Onun dışındakilerin ise hesapsız ve kitapsız kentsel dönüşüm projeleri ürettiğini görüyoruz. Bizim 2 yıllık planlamamız içinde kentsel dönüşüm projesi yok.”
Devam etmekte olan projelerinizden de bahseder misiniz?
“Silva Balat’ta finale doğru gidiyoruz. 30 Aralık 2017’ye tarih vermiştik ama bir aksilik olmazsa gelecek ay teslim edeceğiz. Diğer projelerimizde olduğu gibi taahhüt süresinden önce bitirmiş olacağız. Ayrıca yeni başladığımız bir proje var. 3 Temmuz’da lansmanını yapacağız. İstanbul Caddesi’nde 690 daireden oluşuyor. Yatırım bedeli de 300 milyon TL.”
“Ev alacağınız inşaat firmasının 5-6 yıl önce yaptığı binaları gidin ve görün. Öyle meslektaşlarımız var ki 7-8 sene önce yaptıkları binaları dönüşüme sokmak gerekiyor. Ancak öyle meslektaşlarımız da var ki 7-8 sene önce yaptıkları binalar ilk günkü gibi. Her şey konutun sağlamlığı ile bitmiyor. Bir de evrak boyutu var. Çoğu müteahhidin yapı kullanma izni almadığını görüyoruz. Tüketici bu iznin öneminin farkında değil. Müteahhit bahsettiğimiz belgeyi yapıyı resmi anlamda bitirmemek için almıyor. İzni almayarak bu yapının bir takım borçlarını ödemiyor. Ya da binayı standarda göre tamamlamamış oluyor. Son tüketici evimde nasılsa elektrik, su, gaz var diye düşünüyor ancak bina şantiye statüsünde olduğu için faturaları daha yüksek bedelden ödüyor.”
Önemli bir noktaya işaret ettiniz. Peki, son tüketiciye etkisi ne oluyor?
“Son tüketici açısından şöyle bir tehdit var: Ruhsatların süresi 5 yıldır. 5 yıl sonrasında yeniden sözleşmenin uzatılması gerekiyor. Eğer uzatılmazsa bina kaçak sayılıyor. Bu durumda dairenizi satamazsınız. Ortaya çıkan mali yükümlülükten de daire sahibi sorumlu. Evinize sigorta yaptırdığınızda yaşanan sıkıntı halinde sigorta şirketi kat irtifakı olduğu için ödeme yapmayabilir. Biz, konutu tamamlamadan hemen önce yapı kullanma iznini alıyoruz. Tabiki beton kalitesi önemli ancak bu durum da es geçilemez.”