İş hayatında babasından miras aldığı “dürüstlük” düsturuyla yoluna devam eden Murat Çakmaker, “Maddi varlıklarınızı kaybedebilirsiniz tekrar kazanabilirsiniz ama dürüstlüğünüzü kaybettiğiniz zaman her şeyinizi kaybetmiş olursunuz. Kaybedilen itibar geri kazanılamaz” diyor.
Çakmaker ile çıraklıktan patronluğa uzanan iş serüveni üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Röportaj: Nagihan GÖRKEN
İş hayatına nasıl atıldınız? Firmanızı ne zaman kurdunuz? Bugüne kadar geçirdiğiniz aşamaları özetler misiniz?
1991 yılında Bursa’nın doğalgaza kavuşmasıyla Bursa’da hızla yayılan bir sektör haline geldi. Bursa’da doğalgaz, kalorifer tesisatı yapan ilk mühendislik firmalarından biri olan aile şirketimizde 1995 yılında iş hayatıma başladım. Çıraklık, kalfalık, ustalık derken 6 yıl gibi bir sürede kentimizde yaklaşık 5.000 dairenin doğalgaza kavuşmasında emeğim var. 2001-2002 yıllarında askerlik süreci ile iş hayatına ara verdim. 2003 yılında aynı sektörde iş hayatıma bıraktığım yerden devam ettim. Bu sektörün tüm kollarında faaliyet gösteren bir firma haline gelmiştik dolayısıyla altyapı, üstyapı tesisatları uygulamaları, ısıtma-soğutma-havalandırma malzemelerinin satışı uygulaması konusunda toptan ve perakende satış hizmetinde bulundum. 2004 yılında BOTAŞ’ın Bursagaz olarak özelleşmesi ile Bursa’da yatırımlara hız veren özel sektörün altyapı müteahhidi olarak 2009 yılının sonuna kadar faaliyet gösterdim. Botaş, Türkiye Petrolleri, Bursagaz gibi Türkiye’nin önemli kurumlarında altyapı boru hatları projelerinin başında bulundum. 2010 yılında da Makro Isı’yı kurduk.
İş hayatınızda karşılaştığınız güçlükler nelerdi? Güçlükleri nasıl aştınız?
İş hayatının tabii ki zorlukları var. Biz de her dönem içinde bu zorlukları yaşadık. Türkiye’deki ekonomik istikrarsızlığın, 5-7-10 yıl içinde yaşanan krizlerin yeni işletmelere, iş kurmak isteyenlere büyük zorluklar yaşattığı dönemler olmuştur. Bunların içinde fırsatlar da olmuştur. Her sektör aynı şekilde etkilenmiyor krizlerden. Birçok zorluk yaşadık ama bunlar genel itibarıyla bizim tarafımızda fırsata dönüştürüldü, krizin içinden ayrışarak yeni şeyler yapmaya çalıştık. Krizlerden çok fazla etkilenmedim. Çünkü benim şöyle bir felsefem var; ‘Her krizi fırsata çevrilebilmek için neler yapılabilir?’ Olumsuz tarafından bakmak yerine olumlu tarafından işi geliştirmenin, çağa ayak uydurmanın yollarını aradık. Bu yönde hep kendimizi geliştirdik. Hepsi bir şeyler öğretti. Bugün geldiğimiz noktada yaşadıklarımıza tecrübe olarak bakıyoruz.
İş hayatının size öğrettiği en önemli şey neydi?
Dürüstlük, bu vazgeçilmez bir olgudur. Maddi varlıklarınızı kaybedebilirsiniz tekrar kazanabilirsiniz ama dürüstlüğünüzü kaybettiğiniz zaman her şeyinizi kaybetmiş olursunuz. Kaybedilen itibar geri kazanılamaz. Bu bakış açısı hayat felsefem aslında, babamdan miras diyebilirim.
İyi bir patron nasıl olmalı?
Ben gözümü ticaretin içinde açtım babam da esnaftı. Patron eleman ilişkisi bilmeyiz, böyle gördük. Çalışanlarımızın hepsiyle arkadaşız ve onları bir ekip olarak görüyoruz. Makro’nun kuruluşundan bu yana her geçen gün çalışan sayımız artıyor ve neredeyse bizde işe başlayan arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğuyla halen çalışıyoruz. Bunun yanı sıra çalışanlarımızın çalışma ortamı ve sosyal yaşantısı için zaman ve konfor açısından elimizden geleni yapıyoruz. Bu da bizi Makro ailesi haline getirdi. Birlikte çalışıyoruz, birlikte paylaşıyoruz. “Paylaştığın senin, paylaşmadığın senin değildir”, bu öğrendiğim en önemli şey diyebilirim.
“Geriye dönmek mümkün olsaydı şunları yapmak isterdim” dediğiniz şeyler var mı?
Keşke şöyle yapsaydım dediğim hiçbir şey yok diyebilirim. İçimde ukde kalan hiçbir şey yok.
Sizce girişimcilik ne demektir? Girişimci adaylarına hangi nasihatlerde bulunmak istersiniz?
Girişimcilik ülkemizde en önemli dinamiklerden biri çünkü genç nüfusumuz var. Girişimcilikle ülkemiz istihdam yaratan, ihracatı yakalayan bir ülke. Bizim için kıymetli. Ama girişimcilik bilmediğin bir işi yapmak ya da işe girmek değildir. Daha teknolojik, katma değer yaratacak her yenilik ülkemize fayda sağlayacaktır. O yüzden çok önemli buluyorum girişimciliği. Bunun bir de eğitim tarafının olması lazım. Üniversitelerimizle, devletimizle bu konunun üzerine eğilip, bilinçli girişimciler yetiştirmemiz lazım.
Ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Satışlarınızda hangi ürün grubu ağırlıklı?
Makro Isı 2010 yılının Ağustos ayından bu yana ısıtma, soğutma ve tesisat malzemelerinin toptan satış faaliyetlerini yürütüyor. Biz doğalgaz sobasının yaygın olarak kullanıldığı bir dönemde işe başladık. Ama zaman içinde sektörün enerji ile ilgili ısıtma, soğutma, havalandırma konularında da kendimizi geliştirdik. Bugün geldiğimiz noktada Makro Isı, yapı malzemeleri konusunda da tedarikçi olarak çalışıyor. Biz sattığımız ürünleri direkt üreticilerden distribütörlük anlaşmasıyla alarak, bölgede toptan satış ana bayilik sözleşmeleri yaparak faaliyetimizi sürdürüyoruz. Sattığımız birçok marka için işleyiş böyle. 2011 yılında ilk markayı aramıza katmıştık. Baymak Lambert, Immergas, Demirdöküm, Vaillant gibi birçok markayla yolumuza devam ediyoruz. Yapı malzemelerinde de Eczacıbaşı yine parkede AGT gibi önde gelen markaları satıyoruz. Bugün bir bina için bizim işimizle alakalı her kalemi satmaya niyetliyiz bunun için çalışıyoruz. Ürün gamımızı yatayda çok genişlettik.
Sizi sektörünüzde farklı kılan özellikleriniz neler?
Kaliteli hizmet, güven ve hız, müşterilerimizin beklentilerini anlamak ve bunlara en hızlı şekilde cevap vermek. Bunlar bizim en önemli özelliğimiz. Değerleri olan, ilkeli ve onurlu ticaret yapıyoruz. Bizi öne çıkaran hep bu oldu. Bunun yanında öncelikle ülkemizin önde gelen markalarını bunun yanı sıra dünya markalarını da satıyoruz. Bu da önemli bir fark bizim için.
Bursa dışında hangi bölgelerde hizmet veriyorsunuz?
Çevre illere; Yalova, Eskişehir, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Kütahya, Afyon’a hizmet veriyoruz.
Geleceğe dair hedefleriniz/yatırımlarınız nelerdir? İleriye dönük farklı sektörlere girme hedefiniz var mı?
Her sektörün olduğu gibi bizim sektörümüzün de belli bir ömrü var. Günümüzde enerji çeşitliliğinin sanayi ve konutlarda artması kullanılan cihazların da dönüşümünü beraberinde getiriyor. Dolayısıyla sektörde bir dönüşüm söz konusu. Çağa ayak uydurmak ticari hayatın içinde varlığını sürdürebilmek için çok önemli. Bu anlamda gelişen dünyada sektörümüzle alakalı farklı alanlarda yatırım fırsatı gördüğümüz işlere uzak kalmayız. Halihazırda yatırım araştırmalarımız var. Doğru bir zamanlama doğru bir sektör bize bu konuda yeni bir kapı açabilir.
BURTİMDER’in Başkanlığını da yapıyorsunuz. Derneğinizle ilgili bilgi verir misiniz?
Derneğin bir dönem yönetiminde bulunup, ikinci dönemde başkanlığını üstlendim. Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BURTİMDER) sektörün güzide derneklerinden biri. TİMFED’e bağlı, inşaat sektöründe beş kolu temsil eden, sektörün seçkin firmalarından ve üyelerinden oluşan bir yapı. BURTİMDER, üyelerine ve sektöre önemli katkıları olmuş bir dernek. Eğitim, iletişim, sosyalleşme ve uzmanlık alanları ile ilgili birçok konuda üyelerimize profesyonel desteklerde bulunuyor. Pandemiye rağmen eğitim, seminer ve toplantılarla sektöre katkı sağlarken bir yandan yazılı, görsel ve sosyal medya ile de iletişimimizi güçlü tutuyoruz. Eminim üyelerimizin destekleri ile önümüzdeki dönemlerde de derneğimiz sektörümüzde önemli rol oynayacak.
BURTİMDER’in dışında sosyal hayatınızdan bahseder misiniz? İşin dışında zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendime özel zaman bırakamıyorum. Hafta sonlarını ve resmi tatilleri değerlendirmeye çalışıyorum. Özel bir hobim vs. yok. Bir taraftan Makro Isı bir taraftan BURTİMDER’in çalışmaları var. Buradaki dostluklar bizim özel zamanlarımızı oluşturuyor.