Baba mesleği olan müteahhitliği bundan tam 6 yıl önce kurduğu Nuripek İnşaat firması ile ileri boyutlara taşıyan Mevlüt Özyürek, Millet Mahallesi’ndeki konut projeleriyle Yıldırım’ın çehresini değiştirdi. Yıldırım’daki kentsel dönüşümün önemli aktörleri arasında yerini alarak ciddi bir başarıya da imzasını atan deneyimli işadamı yaptıkları konutlara kentin önde gelen isimlerinden yoğun talep olduğunu dile getirdi.
Bursa’da müteahhitliğe nasıl başladınız?
Faaliyetlerimize çocukluktan itibaren başladık. Bursa’nın çok çeşitli semtlerinde birçok projeye imza attık. Millet Mahallesi’nde ise ilk kazmayı 2006 yılında Yüksekoba İnşaat olarak biz vurduk. İşlerimiz yoğunlaşınca Nuripek firmasını da kurup yürümeye devam ettik. ‘Bu mahallede bir başlangıç olsun’ diyerek işe koyulduk. İlk zamanlar tabii birçok zorluk yaşadım. Ondan sonra eş, dost, tanıdıklara rica minnet birer daire sattım. Ondan sonra insanlar görmeye başladılar. Böylece müşteri portföyümüz oluşmaya başladı.
Projeleriniz için Millet Mahallesi’ni seçmenizde özel bir neden var mı?
Millet Mahallesi’nin kaderini değiştiren Eğitim Vadisi’dir. 2006 yılında yapıldı ve bir yılda tamamlandı. Aşağı yukarı 17 okul bir kampus içerisinde… 700 personeli var. Öğretmenler burada daire almaya başladı. İkinci etap derken; şu an 13. etapdayız. 11. etap rezidans. Ondan sonra iki etap daha devam etti ve kaba inşaatları bitti. Şu an 1600 dairemiz var. 1000 dairenin içinde vatandaşlarımız ikamet ediyor. Bursa’ya çok yakın bir semt olması insanları da çok memnun etti.
Millet Mahallesi’nin zeminiyle ilgili problem olduğu söyleniyor. Güvenilirlik açısından sizin bu konudaki önlemleriniz neler oldu?
Buranın zemininin gevşek olduğu bilinen bir gerçek… Eskiden deprem yönetmeliği yokken müteahhitler de bilinçli değildi. İnşaat mühendisleri de bu işi bilmiyordu. Zemin araştırması ve etüdü yapılmıyordu. Şimdi bir inşaata başlayacaksan ilk önce yapılması gereken şey zemin etüdü ve zemin değerlerine göre bir çizim organize edilmesi. Şimdi bir inşaata başlarken zemin değerini alıyoruz. Burada zemin taşıma gücü değerleri 0.70 ile 0.90 arasında çıkıyor. Olması gereken değer ise 1.2. Biz kazık sistemiyle değerleri 1.4 ile 1.8’e kadar çıkarıyoruz. Jet Grout enjeksiyon sistemi kazık yapıyoruz. Bir bloğa yüzün üzerinde kazık çakıyoruz. Bunların derinlikleri 14 metre oluyor. 11 metreye kadar sıkıntılı bir zemin var burada. Tamamen sağlam olması için 14 metreye kadar çakıyoruz. Bu şekilde zemin güçlendirmesi yapıyoruz.
Kentin önemli veya varlıklı isimleri Nuripek konutlarını tercih ediyor. Sıradan bir vatandaş da gelip sizden ev satın alabiliyor mu? Müşterilerinize yaptığınız kolaylıklar nelerdir?
2010-2011 yıllarında kendi imkânlarımızla 72 ay vade yapıyorduk. Bankaya müşterimizi göndermeden… Ama şu anda konutun değerinin yüzde 20’sini nakit alıyoruz. Konutlarımızın fiyat aralığı 100 bin lira ile 170 bin lira arasında değişiyor. 100 bin liralık bir daireyi aldığı zaman vatandaş, 20 bin lirasını peşin veriyor. 80 bin lirasını konut kredisi kullandırıyoruz. Vatandaşımız yüzde 0.95, 0.98 aralığında faizle konut kredisi kullanırken biz iki puan üç puan müşterimizin namına bankayla pazarlık yaparak veya anlaşma sağlayarak bu oranları aşağıya çekiyoruz. Bir bankayla anlaşma yaparak müşteriyi oraya yönlendiriyoruz ve 10 yıla kadar konut kredisi kullandırıyoruz. Dosya masrafı aldırtmıyoruz. Hayat sigortasını bir yıllık yaptırıyoruz. Normalde 10 yıllık yapılır ve ciddi bir maliyeti vardır. 700 liralık eksper masrafı da vardır, onu da aldırtmıyoruz. Bu şekilde satış yapıyoruz. 5 bin liraya yakın sigorta ve dosya masrafından kurtarıyoruz. Yani müşterimiz en kolay şekilde konut sahibi olabiliyor.
Bazı inşaat şirketlerinin sat-yap yöntemiyle önceden satmış oldukları konutları müşteriye teslim edememesi nedeniyle ortaya çıkan mağduriyete devlet el atmış durumda… İnşaat öncesi sigortalama sisteminin getirilmesi konusunda görüşleriniz nelerdir?
Bizim konutlarımızın hepsi sigortalı. Şu an bu konuda zorunluluk yok. İsteyen yapıyor. Deprem veya çeşitli doğal afetlere karşı sigortalı veya işçi kazalarına karşı sigortalı… Bu projeleri bankayla yaptığımız için bankalar bunu zorunlu tutuyor. Biz inşaatın yıkılmasına karşı, deprem anında ortaya çıkabilecek hasarlara karşı sigortasını yaptırıyoruz.
İlk yurtdışı projenize Kosova’da başlayacağınızı öğrendik. İmzalar atıldı mı, proje ne durumda?
Henüz sözleşme aşamasındayız. Kosova’da 150 dairelik bir projem var. Yüksekoba ile ortak yapacağız. İlk yurtdışı çalışmamız olacak. Proje sözleşme aşamasında… Orada bu işin arkası gelir diye inanıyoruz. Çünkü Türkiye’nin 30 sene evveli gibi orası. Makedonya’dan da teklif geldi. Birkaç grupla gittik, dolaştık. Makedonya Başbakanı çağırdı bizi oraya… Çok güzel teklifler sundu. Fakat o bölgeyi biraz sıkıntılı gördük. Özellikle illegal yapılanmalar oldukça fazla. Teşvikler de verdiler fakat biz Kosova’yı tamamen Türkiye gibi gördük. Bizim Arnavutların olduğu yerlerde mesela Zafer Mahallesi’nde geziyormuşuz gibi hissettik. Üç kişiden birisi Türkçe konuşuyor. Daha sıcak gördük. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Recep Altepe ve siyasilerimiz Kosova’yla içli dışlı. Büyükşehir’in orada çok ciddi yatırımları var. Bu nedenle orayı tercih ettik. Anlaşmalar yapıldı, kazma 3-4 ay sonra vurulacak.
Son olarak sektördeki rekabet hakkında düşünceleriniz nelerdir? Özellikle TOKİ’nin haksız rekabet oluşturduğuna inanıyor musunuz?
TOKİ’nin haksız rekabete neden olduğunu düşünmüyorum. Aslında kentsel dönüşümleri de TOKİ’nin yapması lazım. Bunu özel sektörün yapması doğru değil… Devlet gelip kamulaştıracak, TOKİ’ye de diyecek ki ‘yap’! Örnek; 50 bin konutluk Yıldırım Projesi… Bununla birlikte çok alt seviye gelir sahibi insanlara ev satmak çok zor. Ödemesi aylık 1400-1500 lirayı buluyor. Bunu yapma gücü de çoğu insanda yok. TOKİ’nin lüks projelerine karşıyım ama sosyal projelerine tam destek veriyorum. Zaten amacı da sosyal projeler üretmek. Alt tabakayı, ev sahibi olamayanları ev sahibi yapmak TOKİ’nin asli görevi.