Bursa’da A’dan Z’ye tüm sert zemin uygulamalarını, ‘anahtar teslim’ uygulayan Kurt Çini A.Ş.’nin dünden bugüne üretim ve yatırım çalışmalarını aktaran firma ortağı Burak Çoşkun, geleceğe dair hedeflerini de paylaştı.
Röportaj: Dilek Atlı
Sektöre nasıl adım attınız? Dünden bugüne Kurt Çini’nin öyküsünü kısaca özetler misiniz?
1968 yılında kurulan bir firmayız. İlk kuruluş yerimiz Mudanya Yolu üzerindedir. 1980’li yıllardaysa İzmir Yolu üzerindeki Ertuğrul Mahallesi’ne geldik. Şu an satış ofisimiz halen İzmir Yolu’nda bulunurken fabrikamız ise Mudanya’nın Dede mahallesinde bulunuyor. Karo çini denilen malzemeleri üreterek ticaret hayatına başladık. Eskiden seramik tarzı ürünler olmadığı için çok fazla rağbet gören karo çiniler 20cm*20cm ölçüleriyle banyodan mutfak tezgâhına kadar kullanılırdı. Daha sonra Bursa’da organize sanayi bölgeleri kurulmaya başlayınca ürünlerimiz daha çok sanayi yapılarında, depo alanlarında sert zemin malzemesi olarak kullanıldı. Ardından kendimizi ve ürünlerimizi yenileyerek, yatırımlar yaparak park ve bahçe sektörüne de hizmet vermeye başladık. Bünyemizde şu an halen karo çini, parke taşı ve çevre düzenlemesi sektörüne ait tüm sert zemin malzemeleri üretiyoruz.
Bir ortağınız var, değil mi?
Evet, 2005 yılından bugüne yatırım ve üretim yaptığımız ortağımız Mehmet Ergen ile birlikteyiz. Parke taşı sektörüne yabancılığımız vardı. Ortağımız Mehmet Ergen’in tecrübeleri ile bu alanda kendimizi geliştirdik ve bugün profesyonel olarak üretim ve satış yapmaktayız.
Kaç kişi ile ne kadarlık bir alanda faaliyettesiniz?
Dede mahallesindeki fabrikamız 28 dönüm arazi üzerine kurulu ve depo alanımız mevcut. 3 bin metrekare alanda üretim yaparken kalan kısmını depolama alanı olarak kullanıyoruz. Sezona göre çalışan sayımız değişmektedir. Sezonda sahada çalışan kişilerle sayımız 130-140’a çıkarken üretimde çalışan personel sayımız yaklaşık 70 kişidir.
Ürün yelpazeniz arasında neler var?
Sert zemin ve dış mekânda kullanılan çimento bazlı parke taşları üretmekteyiz. Gri zemin görmek istemeyen, bazalt renkli argelalar ile süslememizi isteyen müşterilerimize ayak uydurarak ürün gamımızı çeşitlendirdik. Doğal görünüm tercih eden müşterilerimiz için de “washbeton” dediğimiz bir ürün üretmekteyiz. Hiç işlem görmeden çıkarılan taşların çimento ile birleştirilerek elde edilmesiyle oluşan bir üründür. Bordür ve oluk taşları da üretmekteyiz. Park ve bahçelerde kullanılmak üzere de beton saksı ve beton banklarımız da mevcuttur. Yaklaşık 120-130 adet arasında ürün çeşidimiz var.
Hem özel sektöre, hem de kamuya satış yapıyorsunuz değil mi?
Doğrudur. Büyükşehir Belediyesi ve tüm ilçe belediyelerinden taahhüt işleri almaktayız. Bunun yanında kendi sektörümüzde, ağırlıklı olarak Bursa’da bina imalatı yapan müteahhitlere, fabrika yapılarına sert zemin uygulamalarında anahtar teslim projeler çalışmaktayız.
Değişen tüketici tercihlerine adapte oluyor musunuz? Ar-Ge çalışmalarınızı nasıl yürütüyorsunuz?
Dünya genelinde sert zemin sektörü olmazsa olmazdır. Dünyada yapılan tasarımları piyasa kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriyor. Bizler de gelişen kalıplar ve buna entegre makinelerle yeniliklere ayak uyduruyoruz. Ayrıca yılların verdiği deneyim ve yatırımlarımız sayesinde özel tasarımlar da çalışabiliyoruz. Ar-Ge çalışmalarımıza fabrikamızda yer veriyoruz. Özel üretimlerimiz mevcuttur. Bunun dışında belirttiğim gibi teknolojiyle doğru orantılı olarak değişen kalıpları uygulamaktayız.
2023’ün yarısını geride bırakırken sektördeki zorlukları göz önünde tutarsak 2024’ü nasıl karşılamayı planlıyorsunuz?
Türkiye, güçlü bir ülke. Biz de eski bir firmayız. Önümüzdeki işleri yerine getirmeyi, çok çalışmayı, hedefleri tutturmayı ve istihdam sağlamayı amaçlayan bir firmayız. Çok yakında bir yatırımımızı hayata geçireceğiz. 2024’ten umutluyum.
Yatırımınızdan söz eder misiniz?
Parke taşı imalatında günlük yaklaşık 2500 metrekare kapasite ile üretim yapıyoruz. Bu yeni yatırımımız ile otomasyon sistemine geçip tamamen el değmeden üretim yapacağız. Yeni makinelerimizi ve yeni santrallerimizi yakın tarihte devreye sokacağız. Üretimimizi artıracağız.
İMSİAD Yönetim Kurulu üyesisiniz. İMSİAD’lı olmanın avantajları neler?
2016 yılında girdiğim İMSİAD Yönetim Kurulu’nda üçüncü dönemimi yaşıyorum. Tüm inşaat firmalarıyla temas halindeyiz. Sanayici olarak biz de İMSİAD’a değer katmaya çalışıyoruz. Çok güzide bir dernek olduğunu düşünüyorum. Bursa’ya değer veren insanların bir araya gelip hepsinin katkı sağladığı bir derneğiz. İMSİAD’lı tüm üyeleri sektörde güven ve gururla önerebiliriz. İş ağı oluşturmaya büyük katkı sağlayan bir kuruluşuz.