Harmony Towers ile Bursa’ya hızlı bir giriş yapan Eroğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, beklentilerinin çok ötesinde gerçekleşen talep üzerine Bursa’da yeni yatırım yapmak için araştırma ve değerlendirmelerinin sürdüğünü söyledi.
HarmonyTowers, iddialı konsepti ve sıradışı görüntüsüyle Bursa’daki yeni konut projeleri arasında hemen dikkat çekiyor. HarmonyTowers’ı Bursa’ya kazandıran İstanbul merkezli Eroğlu Gayrimenkul’un Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, sorularımızı yanıtladı. İşte Eroğlu’nun Bursa’ya ve konut sektörüne ilişkin görüşleri.
-Çıraklığını ve kalfalığını yaptığınız tekstil sektörünün yanı sıra hem de ‘Üç yıl içerisinde ilk 5’e girme’ gibi iddialı bir hedefle gayrimenkul sektörüne adım atmanız nasıl ve ne şekilde gerçekleşti?
Biz tekstilde dünya markası olma yolunda büyük adımlar atmış bir firmayız. Üretimi de markayı da global düşünen bir grubuz. Sadece tekstil sektöründe kalma veya kabuğuna çekilmiş bir firma, bir grup olmak düşüncesinde değiliz. Tekstilin dışına çıkma, yeni sahalara girme kararını 1990’lı yıllarda vermiştik. Bu sebepledir ki tekstilin yanına gayrimenkul, enerji gibi yeni sektörler ilave ettik. Aslında gayrimenkul sürekli içinde olduğumuz bir sektördü. 90’larda Avcılar’da 15 bin metrekarelik yerimizi biz yaptık. 98’de 35 bin metrekarelik ikinci fabrikamızı yaptık. 2000’lerdeşu anda bulunduğumuz merkez binamızı yaptık. Çorlu’daki 45 bin metrekarelik fabrikamızı yaptık. Kendi evlerimizi yaptık. 2006 yılına dek hayata geçirilen projelerin toplam 100 bin metrekare olduğunu söyleyebiliriz.
2008’de 32 bin metrekare kiralanabilir alan ile Trakya bölgesinin en büyük alışveriş merkezi projesi olan Tekira AVM projesini geliştirdik. 2006 yılı itibariyle hem dünyada hem de Türkiye’de gayrimenkul sektöründe bir değişim trendi başladı. Biz de değişimin gerektirdiği kararları alarak yeniden yapılandırılma süreci başlattık. Bildiğiniz üzere gayrimenkul sadece “inşaat” yani binalar inşa etmekten ibaret değil. İşin bir de proje geliştirme yanı var. 2006 yılından itibaren yeniden yapılandırılma süreci ile birlikte işin arazi geliştirme ve proje geliştirme yanına ağırlık verdik.
ŞİKAYET ETMEDİK ÇALIŞTIK
-Birçok önemli atılımınızı krizlerde yapmış biri olarak bir gözü kara olma durumunuz var gibi görünüyor. Herkesin yatırımdan kaçtığı, firmasını korumaya aldığı bu tür dönemlerde bu cesareti nereden buluyorsunuz? Kendinize nasıl bu kadar güveniyorsunuz? Nedir bunun sırrı?
Biz ‘zor dönem’ savını çok kabul etmiyoruz. Piyasanın iyi dönemi kötü dönemi diye bir ayrım olmaz. Bunlar doğal süreçlerdir. İnsan hayatında da böyle değil midir zaten? Biz Eroğlu Gayrimenkul olarak krizlerden fırsatlar çıkartmanın gerekliliğini benimsedik. Şikâyet etmek yerine daha çok çalıştık. Arazi geliştirme çalışmalarımıza hız kazandırdık. Projelerimizi mükemmelleştirmeye odaklanarak kalite standartlarımızı yükselttik. Elbette güçlüöz sermayemiz, bankalarla kurduğumuz sağlıklı ve güçlü iletişim gibi faktörler, bu dönemde verdiğimiz taahhütleri yerine getirebilmemizin yanı sıra yeni yatırımlar yapmamıza da olanak sağladı. Türkiye’de özellikle gayrimenkul sektöründe hareketlilik 5 - 10 sene önce başladı. Üstelik şu anda ülkemizde inşaat sektörü, olması gerektiği gibi, gayet profesyonelce yürütülen bir döneme girdi. Bankacılık sektöründe de gayrimenkul konusunda gün geçtikçe daha uzmanlaşan güçlü aktörler var. Doğru zamanda, doğru lokasyonda, doğru projeyi, doğru çözüm ortaklarıyla gerçekleştirdiğinizde büyüme kaçınılmaz.
Eroğlu Gayrimenkul olarak yatırıma uygun bir arazi üzerinde en iyi kullanım modelini geliştirip, ileri inşaat teknolojilerini kullanarak eksiksiz proje yönetimi ile estetik ve fonksiyonel açıdan iz bırakacak, kaliteli gayrimenkul projelerini oluşturmayı misyon edindik. Daha da büyüyeceğiz. Önümüzdeki 2 yıl içerisinde tamamlamayı hedeflediğimiz projelerin toplam büyüklüğü 2 milyon metrekareye ulaşacak.
-Sizin gibi tekstil veya diğer sektörlerde faaliyet gösterip inşaat sektörünü düşünen girişimcilere ne tavsiye edersiniz? Başarılı olabilmek ve ölü bir yatırım yapmamak adına nelere dikkat etmeliler?
Gayrimenkul sektörü yaşam standartları ve beklentilerin arttığı, kişiden kişiye farklılık gösterdiği bir pazar haline geldi. Türkiye’de yaşanan gelişmeler sonucunda bir grup tüketicinin beklentilerinde değişiklikler gözlemliyoruz. Bu grup ev satın alırken “barınma” amacından çok kolay ulaşabileceği, daha güvenli, fonksiyonel, konforlu, estetik mekânlar ve bunları destekleyen sosyal aktivitelerle bir “yaşam tarzı” edinme amacı güdüyor. Biz de bu gruba yönelik projeler geliştirirken hem akla hem de kalbe giden pazarlama ve satış stratejileri belirliyoruz.
Ayrıca Jestbahis genel olarak, tüketicilerde kaliteli malzeme, dolayısıyla inşaat, sosyal imkânlarda çeşitlilik ve tabii güvenlik, yeşillik gibi konularda beklentilerinin yükselmesinin yanı sıra fiyat hassasiyetinin de yükseldiğini gözlemliyoruz. Tüketici artık kaliteli bir ortamda medeni yaşayabileceği, kendisine dert açmayacak mekânlara avantajlıödeme koşullarıyla sahip olmak istiyor.
GYODER’in hazırladığı bir araştırma raporuna göre, 2015’e kadar Türkiye’nin konut ihtiyacı 8 milyonu bulacak. Biz de kazan-kazan modeli ile bu 8 milyonun farklılaşan beklentilerini karşılayacak, hem tüketicinin hem de bizim kazanabileceğimiz projeler üreterek sektörün klişelerini değiştireceğiz. Nitelikli insan kaynağı ve uzman çözüm ortakları ile perakendeci ve tüketici beklentilerini tam anlamıyla karşılayan, ulaşım, altyapı ve mimari çözümleri ile bulunduğu çevreye değer katan projeler geliştiren firmalar için başarının kaçınılmaz olduğunu söylemek mümkün. Projelerimiz; lokasyonuna kolay erişilebilmesi, yükselen yatırım değeri, fonksiyonel kat planları, ferah ve kaliteli sosyal yaşam alanları ile olduğu kadar oluşturulan profesyonel ekip, çalışılan nitelikli tedarikçiler, satış sonrası hizmetlerdeki kalite gibi unsurlarla da başarılarını sürekli kıldı.
Özetle; doğru lokasyonda, müşterilerinizin ihtiyaçları doğrultusunda çözümler sunan doğru bir proje kurguluyorsanız ve bu projeyi doğru satış ve pazarlama stratejileri ile doğru zamanda sunabiliyorsanız, işi satışla bırakmayıp satış sonrasında da müşterilerinizin mutlu olması için var gücünüzle çalışıyorsanız projeniz de firmanız da öne çıkıyor. Diğerlerinden farklılaşan bir “marka“ oluyorsunuz.
DOĞRU YERDE DOĞRU PROJE
-HarmonyTowers ile beklentileriniz ne yönde?
Bursa’nın değişmekte olan çehresine uygun olarak projelendirdiğimiz Harmony Towers’ta, “Bursa’da her şeyin daha fazlasını” isteyenler için mükemmel çözümler sunuyoruz. Harmony Towers geniş avlusu, biri 28 diğeri 23 katlı rezidans kuleleri, yeşil ile iç içe az katlı teras evleri, eşsiz Uludağ manzarası ve cadde üzerinde yer alan mağazaları ile elit bir yaşam stili arayan herkese yeni bir Bursa sunuyor. Nitekim projemizle daha çok elit bir yaşamı tercih edenlerin ilgilendiğini görüyoruz. Bu da bize yine doğru yerde doğru proje gerçekleştirdiğimizi gösteriyor.
-İnsanlar neden HarmonyTowers’da yaşamayı seçmeli? Diğer projelerden farkı nedir? Özellikleri nelerdir? Projeye ilgi nasıl?
Harmony Towers’ın Bursa’ya yepyeni bir ahenk getireceğini düşünüyoruz. Herkese, tüm dileklerinin bir arada gerçek olacağı bir yaşam alanı sunuyoruz. Harmony Towers, sadece bulunduğu lokasyon için değil, yaşam ikonu olması sebebiyle ve estetik mimarisiyle Bursa konut sektöründe de milat olacaktır. Harmony Towers’da Bursalıların alıştıkları büyük bahçe ve balkon kültürünü modernize ederek yeniden canlandırmayı hedefliyoruz.
-Projeye göre lokasyon mu? Yoksa lokasyona göre proje ürettiriyorsunuz?
Eroğlu Gayrimenkul olarak, projelerimizi gerek donatılarıyla gerek ulaşım akslarıyla sorunsuz ve markalaşmış lokasyonlarda; bugünü ve geleceği yansıtan bir şekilde hayata geçirmeye özen gösteriyoruz.
DEVLET DÖNÜŞÜMÜN İÇİNDE OLMALI
-Platform Merter ile kentsel dönüşüm açısından da önemli bir süreç başlattınız. Estetik mimarisi, istihdam açısından yaratacağı katma değer, Fashion Park konsepti, kamuya açık alanları ile bulunduğu çevreye katkı sağlayan ve Merter’in yeni meydanı olarak konumlandırılan Platform Merter, bu anlamda sektörde bir ilk oldu. Bursa’da kentsel dönüşüm projelerinin içinde yer almak ister misiniz? Bursa için bir hayaliniz ya da öneriniz var mı? ‘Şunu yapmak isterdim’ ya da ‘şu yapılmalı’ gibi…
Eminim sizlerin de dikkatini çekmiştir. İstanbul kadar muhteşem bir şehrin bir tarafı mükemmelken, başka taraflarının mükemmellikten çok uzak olduğu… Havaalanından çıkıp sahil yolundan Sultanahmet, Dolmabahçe, Taksim’e doğru giderken muhteşem bir şehir görüyoruz. Bir de Feriköy’e gidelim, aynı mükemmeliyetten bahsedebilecek miyiz? Bu sebeple işte İstanbul için şu an en önemli konularından biri ‘kentsel dönüşüm’.
Bugüne kadar gelmiş eski bir yapılanma var. Bu binaların sahipleri var, oralarda yaşayanlar var. Hali hazırda belediyeler ve TOKİ, bu konuda devleti de içine alarak, çok ciddi çözüm arayışı içerisine girdiler. Bu eski yapılanmayı, kimseyi mağdur etmeden, plan program içerisinde dönüştürmek istiyorlar. Bunu görüyor ve çok da destekliyorum. Ve bu bakış açısı, bu inanç ve bu tempoyla gidilirse 20 yıl içerisinde büyük bir değişiklik olacağına inanıyorum.
Benzer bir girişim bundan 15 yıl önce Ankara’da başladığında hiç kimse bugün gelinen noktayı tahmin etmiyordu. Ankara’da havaalanından Kızılay’a olan yol örneğin, gecekondu doluydu. Tabii ki her işte olduğu gibi bu çalışma için de “daha iyi yapılabilir miydi” sorusu sorulabilir. Ancak ulaşılan sonuca bakmak lazım. Bu yolda gecekonduların hepsi yıkıldı, düzgün
yapıların yer aldığı bir yol haline getirildi.