Son yıllarda önem arz eden kentsel dönüşüm projelerine on beş yıllık tecrübelerim ışığında bakmaya ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
Kentsel dönüşümün yapılacağı imar adalarında mülk sahiplerine değere değer formülüyle taksimat yapılıp uzlaşma süreçleri devam ederken mülk sahipleri ile müteahhit firma arasında birçok konuda tartışmalar çıkabilmektedir.
Mülk sahipleri tarafından çoğunlukla; ‘Bizim evimizi yıkacaksın! Yerine on katlı yeni bina yapacaksın. Eeee! bize iki daire vereceksin, böyle bir şey olur mu?’ soruları sorulmaktadır. Maalesef kentsel dönüşümün yapılacağı bazı bölgelerde vatandaş teknik konularda yeterli bilgiye sahip değil. Araştırıp doğru bilgiyi elde etmek için de çaba sarf etmiyor. Evde otururken kendi kafasından kurguladığını doğru bilgi olarak kabul ediyor. Burada müteahhit firma yetkililerine çok iş düşüyor. Kesinlikle teknik manada vatandaşın seviyesine inilip, mevzunun enine boyuna anlayacakları şekilde anlatılması gerekiyor. ‘Değerli amcacım, biz sizin 100 m2 arsanızı alıyoruz. Aynı şekilde 100 m2 arsanız ile birlikte 50 vatandaşın daha 100 er m2 arsalarını alıyoruz. Toplam 5.000 m2 arsa üzerine kentsel dönüşüm yapıyoruz. Fakat yaptığımız kentsel dönüşümdeki binalar 2.000 m2 alan üzerine yapılmış oluyor. Kalan 3.000 m2 ortak kullanım alanı, park, bahçe, otopark oluyor’ diye detaylı bir şekilde izahat yapmak gerekiyor.
Fakat bu şekilde izahat konunun anlaşılması için bazen yeterli de olmayabiliyor.
Böyle durumlarda kartondan yaptığımız maketlerle mevcut durumu ve yapılacak yeni binanın durumunu vatandaşa güzel bir şekilde anlatmak gerekiyor. Mülk sahibi bu anlatılanlar karşısında kısmen ikna olmuş olsa da tamamen aydınlanma yaşamış gibi hissetmiyor kendini ve hemen yeni bir soruyu soruyor: ‘Evladım! benim bodrum katta 100 m2 odun depom var sen bunu da benden alıyorsun! Bunun yerine bize bir şey vermiyorsun olur mu böyle!’
Müteahhit firma yetkilisi her zamanki gibi üslubunu bozmadan izahata başlıyor, ‘Değerli amcacım, biz 100 m2 odun deponuzu alıyoruz ama yerine kapalı otopark, kazan dairesi, çocuk oyun alanları, park ve sosyal tesis yapıyoruz. Bunlar makette gördüğün gibi senin ve komşularının ortak kullanım alanları oluyor. Yeni binalarda odun depolarına ihtiyacın yok.’
Kentsel dönüşümün yapılacağı imar adalarında mülk sahiplerinin soruları bunlarla da bitmiyor. Bunlar en çok karşılaşılan sorulardan sadece bir kaçı. Değere değer formülüyle yapılacak doğru bir kentsel dönüşüm için sabır ve zaman en önemli unsurlar demiştik. Sabırla vatandaştan gelen sorulara cevap vermek ve onları ikna etmek, ikna ederken kalp kırmamak, onurunu incitmemek, sen cahilsin, sen anlamazsın edasıyla değil de ‘ben anlatamıyorum ama size bir şekilde izah edeceğim’ diyebilmeliyiz.
Kentsel dönüşüm ile birlikte aynı zamanda insanları kazanmak, onların gönüllerini fethetmek bizler için önemli olmalı. 6306 sayılı kanun gereği üçte iki çoğunluğun rızasını almak suretiyle, kanuni yetkilerimizi kullanıp üçte biri kentsel dönüşüme zorlayarak kolay yolu tercih etmek önceliğimiz olmamalı. Kentsel dönüşümün yapılacağı bütün imar adalarında bizler üçte iki üzerinden hareket edecek olursak, bu bize ilerleyen safhalarda işin içinden çıkılmayacak başka problemleri beraberinde getirmektedir. Bıkmadan usanmadan toplumsal bilincin oluşması için çaba sarf etmeliyiz.
Kentsel dönüşümün yapılacağı imar adalarındaki problemler arasında miras kavgaları da önemli yer tutmaktadır. Eski yerleşim yerlerinde yapılacak dönüşümlerde karşımıza elli yıldır işlem görmemiş tapu kayıtları çıkmaktadır. Dede, baba ve torunun vefat ettiği halde tapuda intikal yapılmamış birçok kayıt ile karşı karşıya kalmamız mümkündür. Kentsel dönüşüm kanunu bu konuda bize bir kolaylık sağlamıyor. Mülk sahiplerinin en azından üçte iki çoğunluğuna ulaşmak bizlerin vazifesi olduğundan, bu ailelerin intikal süreçlerini yani miras paylaşımlarını müteahhit firma olarak bizlerin çözmesi gerektiğini bilmeliyiz.
Miras davasını çözebilmek için, öncelikle aileyi tanımak gerekiyor. Kimler kimlerle kavgalı, yurtdışında yaşayan kardeşleri bu konuda ne düşünüyor derken kendimizi miras davasının ortasında buluyoruz. Örneğin karşılaştığımız bir miras davasında, dede vefat etmiş, üçüncü eşi sağ, birinci eşinden iki çocuğu, ikinci eşinden üç çocuğu var. Üçüncü eşinden çocuğu yok ama onun eski eşinden iki çocuğu var. Birinci ve ikinci eşi dededen önce vefat etmiş, üçüncü eşinin akli melekeleri yerinde değil vasisi eski eşinden olma evlatlarından biri. Dedenin birinci eşinden olma iki çocuğu da hayatta değil, toplam 11 adet torun var, bunlardan da 3 tanesi evliyken vefat etmiş. İkinci eşinden çocuklarından biri kısıtlı, diğerleri evlatlıktan reddedilmiş ama vasiyetname kabul edilmemiş vs. vs. devam ediyor.
Daha fazla uzatmaya gerek yok çünkü yazarak anlaşılması mümkün gözükmüyor. Bunun için bir çizelge oluşturulması gerekiyor.
Kentsel dönüşüm demek aynı zamanda sosyal dönüşüm demek; problemli bir dünyadan vatandaşları problemsiz bir hayata taşımak demek…