İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD), geçtiğimiz haftalarda 5. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Mehmet Çelebi’nin de aday olduğu seçimde, üyeler bir dönem daha Mustafa Andıç’la yola devam dedi.
Bursa inşaat sektörünün çatı kuruluşu olan İMSİAD’ın çalışmaları tüm sektörü ve müteahhitleri yakından ilgilendiriyor. İMSİAD Başkanı Mustafa Andıç ile yaptığımız röportajda gelecek dönem sektörü nelerin beklediğini, İMSİAD seçimlerini, gelecek dönem projelerini, Bursa’daki kentsel dönüşümü, şehirleşmeye kadar farklı konuları ele aldık.
İMSİAD’da ilk kez iki listeyle bir seçime gidildi ve yeniden, bir dönem daha başkanlık görevine seçildiniz. Dernek tarihinde bir ilkin yaşanmasına sebep olan sizce neydi?
Kentsel dönüşüm problemlerinin yaşandığı, yeni yönetmeliklerin ve müteahhitlik yasasının çıktığı bir dönemde Bursa ve Ankara’da önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımız İMSİAD’ı, Türkiye’deki diğer müteahhitlik derneklerinden ayrıştırarak, bir adım öne geçmemize imkân sağladı. Biz sektörde yaşanan sorunları, problemleri, çözüm önerileriyle beraber hem şehrimizde, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduk. Bu tarz önemli çalışmalar gerçekleştirerek, Türkiye’de örnek bir dernek konumuna geldik. Bu nedenle arkadaşlarımızın yönetime gelme konusunda teveccühü oluştu ve İMSİAD tarihinde ilk kez iki listeyle seçime gidildi. Yönetim olarak bundan hiçbir rahatsızlık duymadık. Rekabetli, hareketli ve güzel bir süreç yaşadık. Demokratik koşulların maksimum boyutta işlediği, birlik ve beraberlik içerisinde, bir tartışmanın yaşanmadığı ve üyelerimizin yüzde 99’a yakının katıldığı güzel bir seçim geçirdik. Katılımın bu derece yüksek olması bizleri mutlu eden ayrı bir konu oldu, bu bizim 2 yıllık süreçte iyi işler başardığımızın bir göstergesi.
Geçmiş dönemde Anadolu’da şubeleşme söyleminiz vardı, bu konuyla ilgili çalışmalarınız olacak mı?
Bu dönemde özellikle federasyonlaşmaya doğru bir yol almak istiyoruz, bu yeni dönem hedeflerimiz arasında. Geçmiş dönemde Anadolu şehirlerinden şubeleşme konusunda bize başvuran dernekler oldu. Ancak o dönemlerde dernek merkezimizi yeni tamamlıyorduk ve o sıralar sektörde ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Biz, önce yerimizi tamamlamak, organizasyonumuzu oluşturmak ve sonrasında modelleme yaparak Anadolu’ya yayılalım istedik. Şubeleşmek için bize başvuran arkadaşlarımızla hem telefon görüşmelerimiz oldu, hem de bazılarını derneğimizde ağırladık. Onlara her türlü desteği vereceğimizi ve zamanı geldiğinde irtibata geçeceğimizi söyledik. Şimdi yeni yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız ve komisyonlarımızla bu konuda çalışmalara başlayıp, en kısa zamanda hayata geçirmek için gayret göstereceğiz.
Güçlü isimlerin yer aldığı bir yönetiminiz var. Bu isimleri bir araya getirmeyi nasıl başardınız?
Geçmiş dönemde sektör paydaşlarını, temsilcilerini kucaklamak üzere faaliyetler yaptık. Sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz dönemdi ve bu da bize kendi muhasebemizi yapma olanağı sağladı. Her şerde bir hayır vardır sözünü çok net gördük bu süreçte. İnşaat sektörünün içinde bulunduğu krizin aşılmasında birlik, beraberliğin ve sektörde böyle bir kuruluşun olmasının önemi daha iyi anlaşıldı. Dolayısıyla hepsini topladığımızda İMSİAD’ın ne kadar önemli bir dernek olduğu, çalışmalarının sektör açısından ne kadar değerli olduğu görüldü ve Bursa’yı inşa eden, şehrimize çok güzel projeler kazandıran isimler de sağolsunlar yönetim kadromuza katıldılar.
Konut satışlarıyla ilgili atılan adımların olumlu yansımaları alınıyor. Satışlarda bir hareketlilik gözleniyor. Bu durumu neye bağlıyorsunuz? Bursa’daki konut stoku durumu nedir?
Konut satışları, özellikle 2019’un son çeyreğinde artış eğilimi gösterdi. Bunun en büyük sebebi konut kredi faizlerinin düşmesi. Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanımızla yaptığımız görüşmede, 0,99 konut kredi faizinin sadece 0 konutlara uygulanması gerektiğini, bunun yeni yatırımların önünü açacağını ve dolayısıyla istihdama da önemli katkı sağlayacağını ifade ettik. Yeni yılda, Ocak ayından itibaren faiz oranları 0 konutlarda 0,79’a indi ve bu da satış hızını artırdı, bunu Türkiye’deki satış rakamlarından görebiliyoruz. Bursa konusuna gelirsek, şehrimiz pozitif olarak diğer illerden ayrışan bir noktada. Geçtiğimiz yıl 62 bine yakın nüfus artışı yaşandı. Bursa’nın nüfusu, her sene minimum 50 bin artıyor. Bu durum yeni konut stoku ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bursa’da şu an bir stoktan bahsetmek mümkün değil. 2020’nin üçüncü çeyreğinden itibaren arz eksikliği yaşanacağını ve bunun 1,5 yıl devam edeceğini öngörüyorum. Fakat ben 2020 yılından itibaren yeni yatırımların, projelerin ve üretimin başlayacağını düşünüyorum.
İMSİAD’da yeni dönemde ne gibi çalışmalara ağırlık verilecek, bu dönemin en dikkat çekecek olan projesi nedir?
“Biz yeni dönemimizi gelişme ve derinleşme olarak isimlendiriyoruz. Daha da gelişeceğiz, Türkiye ölçeğinde genişleyeceğiz, ayrıca konuları çok daha derinlemesine çalışacağız. Bunun yanı sıra sektördeki gelişmeleri, yenilikleri üyelerimizle buluşturmaya devam edeceğiz. Ar-Ge komisyonumuz yeni teknolojilerin, ürünlerin üyelerimize aktarıldığı organizasyonlarına devam edecek. Biz yaşam boyu eğitim gerekliliğine inanıyoruz. Geçmiş dönemde olduğu gibi, sektörün önemli isimlerini, yenilikleri paylaşmak için derneğimizde misafir edeceğiz. Üzerinde durduğumuz en önemli konulardan bir tanesi de kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümde yönetmeliklerin değişmesiyle birlikte yaşanan birçok sıkıntı var. Kentsel dönüşüm mağduru insanlarımızın mağduriyetinin giderilmesi ve gelecek dönemde doğru kentsel dönüşüm yapılması için çok yoğun çalıştık. Dolayısıyla bu konuların sağlıklı bir şekilde ele alınması için Kentsel Dönüşüm Komisyonumuz önemli işlere imza atacaktır. Doğru kentsel dönüşümün yapılabilmesi için deprem teknolojileri ile ilgili çalışmalarımız var. Bizim arzu ettiğimiz dönüşüm binaların yıkılıp tekrar yapılması değil, aynı zamanda deprem teknolojilerini içeren binaların yapılması.
Üniversitelerle işbirlikleriniz bu dönemde de sürecek mi?
“İMSİAD olarak işbirliklerini önemsiyoruz. Bu anlamda üniversitelerle işbirliğimiz geliştirerek sürdüreceğiz. Gençlerimizi iş hayatının içerisine daha çok almak gayret göstereceğiz. Artık üniversitelerde inşaat mühendisliği, mimarlık gibi sektörümüzü ilgilendiren bölümlerde, hangi derslerin verilmesi noktasında fikirlerimizi belirtebiliyoruz. Bugün okuyan çocuklarımızın daha donanımlı ve ticari hayattan çok kopuk bir eğitim almasını istemiyoruz. O yüzden eğitim süreleri içerisinde onlar ile diyalogda ve bir arada olacağız. Onlara stajlarla, şantiye gezileriyle, deneyim paylaşımlarıyla dokunmaya çalışacağız. Sanayici – müteahhit buluşmalarını yeni dönemde artırarak sürdüreceğiz. Bunu Türkiye geneline yaymak istiyoruz. Satış artık çok ciddi bir uzmanlık alanı haline gelmiş konumda. Bir firmanın hem inşaat yapması hem de satışla ilgilenmesi mümkün değil. Bu konuda profesyonelleri devreye sokmak lazım. Bu noktada, üniversitelerin yeterli donanıma sahip öğrenciler yetiştirmesi gerekiyor. Bunun için Uludağ Üniversitesi Emlak Bölümüyle ortak bir çalışmamız var.”
Ülkemizin çeşitli bölgelerinden deprem haberleri geliyor şu sıralar sıklıkla. Ülkemizin deprem diye bir gerçeği varken, kentsel dönüşümde istenilen noktada mıyız?
“Deprem olduğunda binalar yıkılacak, insanlar zor durumda kalacak, kayıplarımız olacak ama gözden kaçırdığımız bir nokta var ki, o da çöküntü bölgelerine yardım ekiplerinin, güvenlik güçlerinin ulaşımı. Biz dönüştürdüğümüz bölgeleri bir bütün olarak ele almalı, dönüşümü bu şekilde yapmalıyız. Bunun için çok hızlı hareket etmemiz lazım fakat bunu yapamıyoruz. Bunun için devletimizin harekete geçmesi ve kentsel dönüşüme kaynak ayırması lazım. Bana göre Türkiye’nin en büyük ve en önemli projesi, kentsel dönüşüm projesidir. Ancak bu noktada vatandaş inisiyatifi ve talepleri ön plana çıkıyor. Orada da müteahhitler olarak bizler sorun yaşıyoruz. Devletimiz vatandaşımızın güvenliğini sağlarken nasıl onlara inisiyatif vermiyorsa, kentsel dönüşümde de böyle olmalı. Adil bir sistem oluşturarak, kuralı kaideyi koyup, bu sistemi çalışır hale getirmeli. Müteahhitlere de dönüşümleri ihaleyle vermeli diye düşünüyorum. Kısacası, dönüşümün süratle sağlanması için bir kaynak ve sistem oluşturulması şart. Müteahhitler olarak, başka türlü bunu bizim hızlı bir şekilde yapmamız çok zor. Kamu bu noktada önden gitmeli ve özel sektöre yol göstermeli.”
İMSİAD öncülüğünde yereldeki kentsel dönüşümle alakalı bir oluşum vardı, yeni dönemde bununla ilgili adımlar atılacak mı?
Sektör kentsel dönüşüme her zaman hazır ancak sektörü zorlayan unsurlar oldu. Vatandaşlarımız kentsel dönüşüm için aşırı taleplerde bulundu, bu yüzden bazı firmalar büyük sıkıntılara girdi veya düşük karlarla bu projeleri tamamladı. Bunun en büyük sebebi yeni imarlı alanların açılmamasıydı. Yeni imarlar alanlar açılmayınca, mecburen firmalar kentsel dönüşüme yöneldi ve vatandaşların yüksek taleplerini karşılamak zorunda kaldılar.
Yeni dönemde artık bunların olacağını düşünmüyorum. Yönetmelikler değişti ve bizlerin de Dumanbet 7 senedir yaşadığımız deneyimler var. Artık eskisi kadar yüksek oranlar vermek mümkün değil. Burada vatandaşlar da belli oranda katılım payı ödemek veya metrekarelerini küçültmek zorunda. Yoksa kentsel dönüşümü müteahhitler olarak çözme şansımız yok.
Yeni dönemde Kentsel Dönüşüm Komisyonumuz bu konularda çalışmalar yapacak. Kentsel dönüşümün bir an önce çözülmesi hem vatandaşlarımız hem de müteahhitler için önemli bir konu.
Dikey yapılaşma kaçınılmaz son mu? Bursa bu siluete doğru ilerliyor mu?
Bu son dönemlerde çok dillendirilen bir konu ama böyle söylemlerle bir planla olmaz. Bizim yüksek katlı binalara karşı olmamız mümkün değil. Avrupa’ya, ABD’ye baktığınızda da belirli bölgelerde yüksek binaları görebiliyorsunuz ama devamına baktığınızda banliyöler oluşturulmuş ve şehir yatay bir şekilde büyümüş durumda. Bunlar ihtiyaca göre planlamanın sonucunda yapılacak şeyler. Bursa olarak güneye doğru büyüyemiyoruz, çünkü Uludağ var. Doğuda ve kuzeyde tarım alanları yüzünden rahat bir şekilde yapılaşma olmuyor. Bu yüzden şehri batıya doğru, yatay bir şekilde büyütmekten başka bir şansımız yok.
Şehir merkezindeki kalabalığın daha aza indirilmesi için konuşulan uydu kentler projesine sıcak bakıyor musunuz?
“Uydu kentler bizim fikrimizdi. Biz sanayi bölgelerinin yakınlarında yapılmasını öngördük ve önerdik. Buralarda ne kadar insanın yaşayacağının planlamasını, sanayi bölgelerinde çalışan insan ve nüfus artış hızını göz önünde bulundurarak yapabiliriz. Bursa’nın her noktasında sanayi bölgesi var. En doğuda oturan, en batıdaki sanayi bölgesinde çalışabiliyor. Bu günde üç kere, çok yoğun bir servis taşımacılığı ihtiyacı doğuruyor ve dolayısıyla şehrin trafiğini zorlayan bir durum ortaya çıkıyor. Sanayi bölgelerinin çevresinde uyku kentler oluşturulursa, şehir merkezi de, servis taşımacılığının azalmasıyla trafik de rahatlayacaktır.”