Yalçın Yıldırım Sigorta ve Aracılık Hizmetleri A.Ş Genel Müdürü Yalçın Yıldırım, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirterek, temelin kazılmaya başlandığı andan, bireyin evinde yaşamaya başladığı ana kadar geçen sürenin ayrı düşünülmemesi gerektiğini ifade etti.
Kentsel dönüşümün All Risk sigortası ile başlaması gerektiğini dile getiren Yalçın Yıldırım, “Temele ilk kazmanın vurulmasıyla başlayan süreçte All Risk sigortası ile oluşacak tüm doğal afetlere karşı inşaatı gerçek bedeli ile sigortalıyorsunuz. Bu sigorta ile kentsel dönüşümün başlıyor olması lazım. Kentsel dönüşüm yapılıyorken üçüncü şahısların görebileceği zararlar da göz ardı edilmemelidir. Bu poliçe ile istenmeyen durumları da bertaraf edebilme olasılığınızı güvence altına alıyorsunuz” dedi.
Kentsel dönüşümün ardından geçen 1 yıl boyunca da müteahitin hatasından dolayı oluşabilecek sorunlara karşı projenin sigortalanmasının gerekli olduğunun altını çizen Yıldırım, bakım evresi ve geçici kabul evresinin sonrasında da deprem, yangın ve sabotaj gibi durumlara karşı sistemlerin veya blokların topluca sigortalanmasının önemli olduğunu söyledi. Bursa’daki yeni konut projelerinin çoğunun bu sistem dahilinde sigortalandığını belirten Yalçın Yıldırım, “Bütün yeni projelerde bu uygulamalar var. Bu uygulamaların bütün projelere ve kentsel dönüşüme uygulanması gerekli” diye konuştu.
YENİ BİR HEYECAN
Kentsel dönüşüm projelerinin mevzuata uygun biçimde yapılmasının ve bunun da sıkı denetimden geçmesi gerektiğini bildiren Kayakent Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Gürcan Aygün ise, mevzuata uygun yapılacak kentsel Trbet dönüşümlerin sektöre yeni bir canlılık katacağını ifade etti.
Dönüşüm projeleriyle acentelere önemli fırsatların sunulduğunu kaydeden Gürcan Aygün, “Şirketler, devletin desteğini ve gerekli teşviği alarak, bu kentsel dönüşüm rüzgârını doğru bir şekilde kullanmalıdır. Acenteler boşluğu iyi değerlendirir ve yönetebilirse, sigortalanma oranında ciddi bir artış sağlanabilir” dedi.
Sektörün sorunlarına da değinen Gürcan Aygün şunları söyledi:
“Konut sigortalarında sektörün en önemli sorunu vatandaşlarımızın bu sigorta çeşidini fazla bilmemesi ve bunun paralelinde konutlarımızın sigortalanma oranının çok düşük olmasıdır. Sorunlarımızdan bir tanesi de vatandaşlarımızın konuyu detaylı bilmemesinden dolayı sigortalılarımızın teminat kapsamına girmeyen hasarlarını sigorta şirketlerinden talep etmelerinden kaynaklanmaktadır.”
VATANDAŞ BİLGİ SAHİBİ DEĞİL
Türkiye genelinde 2 binden fazla acenteye sahip Axa Sigorta’nın Marmara Bölge Müdürü Önder Akkaya da, zorunlu konut sigortası olan DASK’ın bilinirliliğinin düşük seviyelerde olmasına dikkat çekti. Konut sigortasının bir paket olarak algılanması gerektiğini kaydeden Akkaya, bu sigortanın konut içerisinde yaşayan kişilerle, kişisel eşyaları teminat altına alan bir sistem olduğunu söyledi.
Konut sigortasıyla birlikte temel korumaların yanı sıra kötü niyetli hareketlerden de korunabileceğini ifade eden Önder Akkaya, “Paket halinde sunulan bu poliçeler ile terör, deprem, fırtına, kar ağırlığı, sel ve heyelan, yer kayması, dahili su hasarları, hırsızlık hasarları neticesinde oluşacak bina ve eşyanızdaki maddi zararlar, kara ve hava taşıtlarının çarpması sonucunda konutunuzda ve eğer poliçeye dahil etmiş iseniz ev eşyalarınızda oluşabilecek zararlar poliçeniz tarafından koruma altına alınmaktadır” dedi.