Ancak böylece karşılaştığımız “Toplu yaşam” nasıl düzenlenecek? Daha doğrusu topluca, birbirini tanımayan insanların nasıl birlikte ve uyumlu yaşamaları mümkün olacak? Zira atalarımız, kendi büyük aileleri içinde, göçebe olarak yaşarlardı. Kendileri gibi olan “büyük aileleri” tanırlar ve bilirlerdi; lakin birlikte yaşamazlardı. Bu “Yalnız yaşama ! “ genlerimizde, kısmen de olsa halen var bence. Nitekim bir miktar toprak sahibi olduğumuzda, üzerine bir yapı yapmayı düşünmeden, planlamadan önce, bu toprak parçasının çevresine duvar çevirir ve değim yerinde ise kendimizi, sembolik dahi olsa, diğerlerinden ayırırız.
Bu “Toplu yaşam alışkanlığının olmaması” tezi, kısmen de olsa kabul görüyorsa, birlikte ve dirlik içinde yaşamanın kurallarını bilmek, öğrenmek zaruri olmuyor mu? Ve bu durum kendisini, özellikle yukarıda bahsettiğim çok bloklu, çok daireli sitelerdeki yönetimsel eksikliklerden, aksaklıklardan dolayı, belirgin olarak hissettiriyor ve de yaşatmıyor mu?
Bu büyük sitelerde birlikte yaşamanın ve yönetilmenin kurallarını 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu düzenliyor. Ancak bu kanun ve içeriğindeki hükümlerini maalesef bilmesi gerekenler dahi doğru dürüst bilmiyor. Bu sebepten de birçok büyük sitede, yönetim zafiyeti, güncel sorun haline geliyor.
Şu halde bahse konu 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ nu ve önemli hükümlerini hem yöneten ve hem de yönetilen olarak bilmek gerekli oluyor.
Hepimiz elbette iyi yönetilmek isteriz.
O halde iyi yönetilmenin:
1.ci şartı : Sitenizin yönetim planının, siteniz şartlarına uygun, yani işlevsel olması;
2.ci şartı yönetilenlerin yönetim konusunda, yani Kat Mülkiyeti Kanunu
ve sitenizin Yönetim Planı hakkında bilgi sahibi olmasındadır.
Bu yazı serimizde hem yönetim planınından sorumlu olan “İnşaat sahibi” yönünden, hem yönetimden sorumlu olan “Yönetici” yönünden ve hem de yönetilen “Kat maliki ve varsa kiracısı” yönünden konuları irdeleyip, bilinmesi zaruri olan hususlara işaretle ve sizlerin konu ile ilgili sorularınızı cevaplayacağız.