Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Başkan Yardımcısı Duygu Erten, Türkiye’de mevcut binaların ‘yeşil binaya’ dönüşmesi halinde 30 milyar dolarlık tasarruf yapılacağını söyledi.
Küresel ısınma, susuzluk, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi yapı sektöründe çevre dostu binaların yapılmasını gündeme getirdi. Çevre dostu binalara olan ilgi giderek artarken yeşil bina olarak tabir edilen yapılar ortaya çıktı. Belli standartlar getirilerek sertifikalandırılan yeşil binalar, yapı sektöründe daha değerli, doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan binalar olarak yeni bir yönelim ve sektör ortaya çıkardı. Binalar, dünyada enerjinin yaklaşık üçte birini kullanıyor. Yeşil bina uygulamaları ile enerji tasarrufu, doğanın korunması ve konforlu bir yaşam ortamı hedefleniyor.
Türkiye, yeşil bina kavramını Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin kurulmasıyla 2007 yılında tanıdı. Konut ve Yapı Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Dernek Başkan Yardımcısı Duygu Erten, yeşil binalarla ilgili önemli bilgiler verdi. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin yeşil binaların Türkiye’de yaygınlaşması için çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Erten, “25 kurucu şirket ve üyeyle yola başlayan derneğimizin Mayıs 2012 itibariyle 125 üyesi vardır. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin misyonu, Türkiye’deki inşaat sektörünün sürdürülebilir ilkeler ışığında gelişimine öncülük etmektir. Bu yönde, hem kamu hem de özel kurumlar ile yakın ilişki içerisinde olan derneğimiz, yeşil binaların Türkiye’de yaygınlaşması için eğitimler ve konferanslar düzenlemekte ve pilot projeler geliştirmektedir” dedi.
PAZAR HIZLA BÜYÜYOR
Yeşil binalara duyulan ilginin her geçen gün arttığını dile getiren Erten, yeşil bina pazarının ülkemizde hızla büyüyeceğini öngördüklerini kaydetti. Başkan Yardımcısı Erten, ülkemizde Avrupa Birliği Enerji Performansı Direktifi’ne (EPBD) paralel yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği ve binalarda enerji kimlik belgesi uygulamasının da yeşil bina hareketi için önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Türkiye’de, özellikle uluslararası kullanılan LEED, BREEAM ve DGNB gibi sertifikaların gündemde olduğunu bildiren Erten, şu bilgileri verdi:
“İstanbul, Ankara, Manisa, Kocaeli, Adana, Tekirdağ ve Adapazarı’nda LEED ve BREEAM sertifikalı projeler mevcuttur. Biz de Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği olarak bu sertifika sistemlerinin temsilciliğini yapmakta ve eğitimlerini vermekteyiz. Şu anda 40 yeşil bina sertifikalı bina ve 100 kadar sertifika adayı bina bulunmaktadır. Türkiye gibi yapı stoğu 18,5 milyon olan bir ülkede 140 bina az gibi görünse de, sertifikalı yeşil binaların artış ivmesi göz önüne alındığında sektörün hızla büyüdüğü görülür. Büyümenin nedeni hem konunun güncelliği hem de inşaat sektörünün çevre dostu uygulamalara yönelmesidir. Yurtdışındaki örneklere baktığımız zaman; 2005-2011 döneminde dünyada 32 bin 76 proje LEED sertifikası almış ve 11 bin 928 proje ise sertifika almak için kayıt olmuştur. Avrupa’da ise 771 proje LEED sertifikası almış ve 146 proje ise sertifika almak için kayıt olmuştur. Gerek LEED gerek BREEAM her iki sertifika için de sertifika almak üzere kayıt olan bina sayısı her dönem artmaktadır.”
BÜYÜK EKONOMİK HACİM SAĞLANIR
Dernek Başkan Yardımcısı Duygu Erten, Türkiye’de mevcut binaların ‘yeşil binaya’ dönüşmesi halinde büyük bir ekonomik hacim sağlanacağını ve 30 milyar dolarlık tasarruf yapılacağını da vurgulayarak, “Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeşil konutlar her geçen gün daha fazla gündeme geliyor. Gayrimenkul sektörü, dünyada krizlerden çıkış sağlayan bir sektör. Gerek 1929 dünya ekonomik buhranında, gerekse İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra krizler bu sektörle atlatıldı. Çünkü bu sektör yüzlerce yan sektörü besliyor. Şimdi yeni küresel krizin ilaçlarından biri de yeşil binalar olacaktır. Türkiye Goldenbahis 10 milyona yakın konutunu kentsel dönüşümle yenileyecek. Mevcut 19 milyon konuta her geçen yıl yenileri ekleniyor. Bu ivme, yeşil konut ve Türkiye için daha önemli avantajlar barındırıyor. Dünyada yeşil konutlar, kredi kuruluşları tarafından ayrı bir değerlemeye tabi tutuluyor ve bu konutlar standart konutlara göre daha değerli. Türkiye’nin enerji yatırımı önümüzdeki dönemde 130 milyar doları bulacak. Eğer binalar yeşile dönüştürülürse buradan, bir GAP’a karşılık gelen 30 milyar dolarlık bir tasarruf yapabiliriz” diye konuştu.
MALİYETLİ DEĞİL
Yatırımcılar ve uygulayıcıların, yeşil binaların çok maliyetli olduğuna dair bir kanısı olduğunu bildiren Erten, yeşil bina sistemlerinin kullanılmasıyla oluşan maliyet artışının sadece yüzde 2 ile yüzde 8 arasında olduğunu söyledi. Yeşil binaların maddi açıdan en önemli katkısının işletme maliyetlerini büyük oranda düşürmesi olduğuna da dikkat çeken Erten, “Araştırmalar, yapılan ilave yatırımla elde edilecek tasarruf sayesinde, ilave maliyetin binanın kullanım süresi içinde 10 katına varan seviyelerde geri döndüğünü göstermektedir. Uzun vadede bakınca, yatırımcılar ve uygulayıcılar için çok avantajlı bir durumdur. Ayrıca, yeşil bina sertifikası, yeni binaya alınabildiği gibi mevcut bina için de alınabilir. Yeşil bina değerlendirme sistemlerinde, binanın tipolojisi için farklı değerlendirme kılavuzları oluşturulmuştur. Yeşil bina ölçütlerinin dikkate alınarak yapılacağı yenilemeyle, mevcut binalar da yeşil bina konseptine dahil edilebilir. Bu sistemlerden en yaygın kullanılanı BREEAM-In-Use ve LEED+EBOM dur. Ancak LEED+EBOM’da ön koşullar şu anda Türkiye’deki koşulları zorlamaktadır” dedi.
YEŞİL BİNAYA TEŞVİK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde yeşil binalara teşvik verme konusunda çalışmalara başladığını açıkladığını belirten Dernek Başkan Yardımcısı Erten, şöyle devam etti:
“25 Şubat 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’ne göre 2017 yılından itibaren kullanım alanı 10.000 metrekare üzerindeki ticari binaların, müstakil lüks konutların ve entegre konutların ruhsatlandırılmasında binanın sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olduğunu belirten sertifikalara sahip olması istenecektir. Kanun kapsamında verilen teşvikler, bankaların sağladığı krediler vb. finansman olanaklarının yaygınlaşmasıyla da hem yatırımcı hem de son kullanıcıların yeşil binayı tercih etme oranları artacaktır.”
SERTİFİKA ÇALIŞMALARI
Erten, deneklerinin faaliyetleri hakkında da şu bilgileri verdi:
“Yeşil binalar alanındaki araştırmalara ve çalışmalara devam eden derneğimiz, konutlar için Türkiye koşullarına uygun değerlendirme sistemi oluşturmak üzere çalışmalara başlamıştır. Bu kapsamda, binaların yeşil bina kriterlerine göre tasarlanarak inşa edilmesi ve sertifika alması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğini alan derneğimiz ayrıca Enerji Bakanlığı ile görüşme halindedir. Değerlendirme sistemi oluşturma projesi çok katılımlı, çok paydaşlı toplantılar ve çalışmalar gerektirmektedir. Sertifikanın benimsenip kullanılmasında, sertifika aracılığıyla inşaat sektörünün çevresel anlamda sorunlarının giderilip yapılı çevrenin iyileştirilmesinde ve çevreye duyarlı hale getirilmesinde önemli bir etki yaratacaktır. Yeşil Konut Sertifikası, Mayıs 2012 itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, TOKİ’ye, ilgili odaların teknik komitelerine, üniversite birimlerine ve derneğimizin üyelerine sunularak geri bildirim alınacaktır. Geri bildirimler, Yeşil Konut Sertifikası’nda yer alan her konunun Teknik Komitesi tarafından değerlendirilecek ve Aralık 2012’de Yeşil Konut Sertifikası yayınlanacaktır. Bütün inşaat firmaları, yeşil bina konseptine bir an önce adapte olmalı ve iş yapış şekillerinde çevre dostu uygulamaları benimsemelidir. Bu sayede işletme maliyetleri azalır, çevreye katkı sağlarlar ve kullanıcılar için daha sağlıklı ortamlar yaratılır. Yeşil binalar hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği ile iletişime geçebilirler.”
Yeşil binanın faydaları
- Kentsel yaşam alanlarına değer katması
- Binanın değerini artırması
- Yapım aşamasında doğal çevre tahribatının en aza indirilmesi
- Temiz teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesine ortam sağlaması
- Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması
- Yeşil çatı uygulaması ile yağmur sularının arındırılması
- Yağmur sularının kullanımı ile kanalizasyon sisteminin yükünü azaltma
- Güneş enerjisinden yararlanma
- Doğal ışıktan yararlanma
- Enerji tasarrufu sağlaması
- İzolasyon sistemleri ile ısıtma soğutma maliyetlerinin ve karbondioksit salınımının azaltılması
Uygulama özellikleri
- Tasarım aşamasında yeşil bina standartları ile projelendirme, basit ve yenilikçi çözümler ile yapım maliyetlerinin optimize edilmesi
- Doğal çevre ile uyumlu bir yapılanma
- Hafriyatın minumuma indirilmesi ve atık malzemenin kullanılmasına yönelik tasarım
- Yeşil çatı
- Etkili yalıtım sistemleri ile enerji tasarrufunun sağlanması, ses ve ısı yalıtımının oluşturulması
- Doğal ışık ile aydınlatmayı binanın içinde olabildiğince kullanabilecek bir mimari
- HVAC (ısıtma, soğutma ve havalandırma) sisteminde etkili çözümler
- VOC (volatileorganiccompound - uçucu organik bileşen) değeri düşük yapı malzemelerinin ve dekorasyon ürünlerinin kullanılması
- Fotovoltaik panel sistemleri ile güneş enerjisinin kullanılması.