Kentsel dönüşüme akademik bakış

İNŞAAT

Yasa tüm yönleriyle BUMİAD’ın düzenlediği panelde masaya yatırıldı.

‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un getirdiği yenilikler Bursa Mühendis ve Mimar İşadamları Derneği’nin (BUMİAD) düzenlediği panelde mercek altına alındı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı Murat Oral’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Vardar, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Şubesi Teknik Komite Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Nizamettin Kaya ve Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Füsun Uyanık, Kentsel Dönüşüm Yasası ve yasanın Türkiye ve Bursa’ya getireceği etkiler üzerine görüşlerini açıkladılar.
AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu’nun da izlediği panelin açılışında yaptığı konuşmada 1999 depreminin 60 yıllık ihmali gözler önüne serdiğini ve binlerce can ile mal varlığının yok olmasına sebep olduğunu belirten BUMİAD Başkanı İlker Özaslan, deprem sonrası yapı yönetmeliği ve yapı denetim sisteminin uygulamaya konduğunu söyledi.
Hükümetin aldığı cesur kararlarla çıkartılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un yılların ihmallerine karşı bir umut olarak Türk milletinin önüne getirildiğini aktaran Özaslan, “Bu yasa doğal afetlere karşı riskli binaların yıkılmasının dışında planlı, modern ve sağlıklı kentlerin inşa edilmesine de fırsat verecektir. Kentsel dönüşümde ülkemizde var olan 19,5 milyon konutun 14 milyonunun önümüzdeki 20 yılda yıkılması planlanıyor. İlk etapta 6 milyon konut yenilenecek. 600 bin konutun var olduğu Bursa’da da 350 bin konut büyükşehir sınırları içerisinde ve bunların 200 bininin dönüşümü gerekiyor” dedi.
Bursa’da dönüşüm planlanırken tarihi doku ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarının göz ardı edilememesi gerektiğini hatırlatan Özaslan, bu noktada özenli ve titiz çalışmanın önemine vurgu yaptı.
Bursa’da 200-250 bin bina yenilenmeli ya da güçlendirilmeli!
Panelde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı Murat Oral, Türkiye’deki yapı stokunun yüzde 40’nın depremlere dayanıksız olduğunu kaydederek, bunun yaklaşık 7 milyon bina anlamına geldiğini dile getirdi. Bursa’da son verilere göre yaklaşık 700 bin bina bulunduğunu ve bu binalardan 200-250 binin yenilenmesi ya da güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Oral, “Bursa’nın yüzde 97’si birinci derece deprem bölgesinde yaşıyor. Türkiye’de dönüşümün 2 koldan yürütülmesi planlanıyor, riskli alanlarda ve riskli alan harici riskli yapılarda. Tahminlere göre 14milyon binanın dönüşümü 500 milyar lirayı bulup, 20 yıla kadar uzayabilir. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Sakarya ve İzmir gibi nüfus yoğunluğu fazla olan ve birinci derece deprem riski altındaki iller dönüşümde öncelikli olacak. Bursa’da da güneydeki ilçeler hariç tüm ilçeler risk gurubunda” diye konuştu.
2/3, 1/3’ün hissesini satın alabilecek
Kentsel dönüşümde işi ilk etapta belediyelerin yürüteceğini, belediyelerin yeterli olmadığı durumlarda ise devreye TOKİ ve en son Bakanlığın gireceği bilgisini veren Oral, anlaşmalar yapılmadan yıkımların başlamayacağını ve bu durumu özendirmek için de anlaşan mülk sahiplerinde kira yardımı ve stoklarda varsa da konut yardımında bulunulacağını ifade etti. Oral, dönüşüm uygulaması yapılacak bir alanda anlaşmaya varan kişilerin 2/3’sinin anlaşmaya yanaşmayan 1/3’in hissesini satın alabileceğini, satın alınmazsa da bu alanların bakanlık tarafından kamulaştırılabileceğini açıkladı.
Konuşmasında deprem analiz tespitlerinin Bakanlık tarafından lisans verilecekyapı denetim firmaları, belediyeler, üniversiteler gibi kurum ve kuruluşlarca yapılacağını aktaran Murat Oral, vatandaşların yapılacak tespitlere itiraz edebileceklerine dikkat çekerek, ihtiyaca göre kurulacak komisyonların 3 Bakanlık görevlisi ile üniversitelerden Doçentünvanıüzerinde 4 öğretim görevlisinden oluşacağını bildirdi.
Bursa’nın projesi tüm Türkiye’nin projesi oldu
Panelin konuşmacılarından Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Şubesi Teknik Komite Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün de, kentsel dönüşüm sürecinde mutlak suretle yerel dinamiklerinde yer alması gerektiğini söyledi. İnşaat Mühendisleri Odası olarak Bursa’ya özgü kentsel dönüşüm yasası çıkarılması için çalışmalar yürüttüklerini, bu anlamda yürütülen projenin Van depreminin ardından Türkiye’nin projesi olduğunu belirten Doğangün, “İnşaat mühendisleri olarak yasaya olumlu bakıyoruz. Uygulamaların başlamasıyla birlikte inşaat sektörüne çok büyük canlılık geleceğini bunun da birçok disiplini ilgilendirerek tüm Türkiye’ye canlılık katacağını düşünüyoruz” dedi.
Bursa’da 200-250 bin binanın incelenmesi ve belirlenmesinin son derece güç olduğunu ve mevcut yapıların depremsellik açısından irdelenmesinde inşaat mühendislerinin öncü rol oynaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Doğangün, kötü yapı stokundan kurtulmanın Milanobet şart olduğunu ancak yapılacak dönüşümün Doğanbey gibi olmaması gerektiğini dile getirdi.
Dönüşüm yalnızca güvenli binalar yapmak değildir
Kentsel dönüşümlerin sadece depremsellik açısından güvenli binalar üretmek olmadığını, aynı zamanda yeşil alanları, sosyal donatı sahaları ile insanların mutlu şekilde yaşayacakları alanlar inşa etmekten geçtiğini belirten Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Nizamettin Kaya, “Sadece deprem güvenliğini ele alarak yapılan çalışmalar dar ve sığ bir yaklaşımdan öteye gidemez. Bursa’yı planlarken gelecek açısından daha yaşanabilir, nitelikli bir kent oluşturmak üzerine bakmalıyız. Kentsel Dönüşüm Yasası birçok eleştiriye rağmen iyi bir fırsat. Ancak bu süreci doğru yönetmek koşuluyla” diye konuştu.
Belediyelerin üreteceği doğru projelerle süreç içerisinde çok önemli konumda olacağını kaydeden Kaya, Bursa’nın son 10 yılda olumsuz yönde değişen kısımlarının dikkatle izlenerek aynı hataların bir daha tekrarlanmaması gerektiğini vurguladı ve Doğanbey Kentsel Dönüşüm projesinin yanlışlığına dikkati çekti.
Kaya, yapılacak yeni yapıların mimari kimliği, çevresel ve sosyal donatı alanları ile modern kent siluetine uygun olması gerektiğini aktardı ve 20-30 yıl sonra yeniden bir dönüşüme ihtiyaç duymamak gerektiğini sözlerine ekledi.
Sıvılaşma alanlarındaki yerleşimler büyük risk taşıyor
Panelde yaptığı konuşmada 1976 yılından bu yana Bursa’ya ilişkin plan çalışmaları yapıldığını ve bugüne kadar Nazım İmar Planı’nın 3500 kez plan değiştirildiğini hatırlatan Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Füsun Uyanık, sıvılaşma alanlarında yerleşim bölgelerinin oluşturulduğu ve yüksek katlı binaların inşa edildiği tehlikesine dikkati çekti. Buralara örnek olarak Yalova Yolu üzeri ve Paşa Çiftliği bölgelerini gösteren Uyanık, “Üstelik bu binalar kaçak da değil ve buralarda 30 bine yakın neredeyse bir ilçe büyüklüğünde yerleşim söz konusu” dedi.
Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun bazı maddelerinin şeffaflık içermediğini ve doğal alanların tahrip edilmesine neden olabileceğini öngören Uyanık, ayrıca her ölçekte yerel yönetimlerin yok sayıldığını, plan bütünlüklerinin bozulduğunu, riskleri azaltmak bir yana, yeni riskli alanların oluşmasına yol açtığını ifade etti.
Büyükşehir 2. Kandilli Rasathanesi oldu
Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Vardar da, yaptıkları çalışmalarla Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’nin 2. Kandilli Rasathanesi konumuna geldiği, elde edilen bulgularla birlikte hazırladıkları haritalar sayesinde de adeta Bursa’nın yeraltı veri bankasını oluşturduklarını söyledi.
Büyükşehir Belediyesi tarafından olası afetlere karşı alınan önlemler hakkında açıklamalarda bulunan Vardar, TÜBİTAK Marmara Araştırmalar Merkezi ile ortaklaşa hayata geçirdikleri deprem izleme merkezi sayesinde Bursa için önemli bir veri bankası oluşturduklarını kaydetti. 60’ya yakın akademisyen ile kent dinamiklerinin katılımıyla hazırlanan 1/100000 ölçekli il çevre düzeni planı çalışmaları kapsamında kentin zemin haritalarının oluşturulduğunu hatırlatan Vardar, 150 noktadan yerin salınımını ölçtüklerini belirtti. Vardar, “Fay hatlarının derinliğini ve yerini ölçen cihaz ile 503 noktadan, yerin yoğunluğunu, ana kaya topoğrafyasını ve derinliğini tespit eden cihaz ile 205 noktadan ölçümler yaptık. 15 ayrı noktaya deprem ölçüm istasyonları yerleştirdik. Merkeze bağlı 7 ilçeyi kapsayan çalışma ile herhangi bir noktada fay hattı olup olmadığını, varsa derinliğini, yönünü, boyunu, hareket sıklığını, üretebileceği enerjiyi ve oluşturacağı maksimum büyüklükteki deprem karşısında zeminin nasıl tepki vereceğini net olarak ortaya koyacak. Bursa genelindeki fayların enerji birikimi, derinlik ve uzunluk gibi özelliklerinin öğrenilmesinin yanı sıra, zeminlerin sınıflandırılması yapıldı. Türkiye’nin ikinci Kandilli Rasathanesi gibi çalışan sistem sayesinde elde edilen veriler, ilgili tüm kurumlar için de önemli bir veri bankası niteliği taşıyor” diye konuştu.
Panele katılan Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin de, geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştığı kentsel dönüşüm çalışmalarının detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Proje kapsamında Mevlana, Ulus, Yavuzselim, Arabayatağı, Çınarönü, Hacivat ve Şirinevler mahallelerinde 39 bin konutun yıkılacağını ve yerine 50 bin konutun yapılacağını vurgulayan Keskin, “Plansız yapılaşmada adımız çıkmış dokuza inmez sekize. Diğer ilçelerde çıbanlar olsa da Yıldırım’ın yüzündeki sivilceler daha çabuk görünüyor. Oysa şuan Yıldırım’ın yüzde 80’i planlı yüzde 20’lik kısım ise çarpık yapılaşma” ifadelerini kullandı.
50 bin konutluk proje ile ilgili 1 yıl boyunca herkesin fikirlerini ve görüşlerini alacaklarını açıklayan Keskin, inançlı bir şekilde yola çıktıkları, 40 sefer ölçüp biçtiklerini ve herkesin katkısını beklediklerini sözlerine ekledi.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin önceki dönem başkanlarından Orhan Efe’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantının sonunda panelistlere BUMİAD Başkanı Özaslan tarafından teşekkür plaketleri verildi. 
Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.