Fabrikalar depreme hazır mı?

İNŞAAT

Sanayi tesislerinin durumu tartışmaya açıldı

Değişen mevzuatlar ve teknolojik gelişmeler ışığında mevcut yapıların olası sorunları ve denetim boyutunun, ülke ekonomisinin geleceği açısından dikkatle izlenmesi gerektiği ediliyor. Bu bağlamda Bursa OSB SİAD’ları Platformu, Kestel OSB ve Kestel Sanayici ve İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda kentsel dönüşümün sanayi bölgeleri boyutunu masaya yatırdı. Bursa OSB SİAD’ları Platformu Başkanı Selim Yedikardeş, “Kentsel dönüşümün sanayi bölgeleri boyutu çok önemli. Sanayi bölgeleri kadar bölgelerin dışındaki sanayi yapılanması da yine kentsel dönüşüm kadar önem taşımaktadır” derken, depremsellik açısından kentleri ‘patlamaya hazır bomba’ olarak niteleyen İMSİAD Başkanı Adil Gökçadır ise, “Bursa’da olası 7-8 büyüklüğünde bir deprem 650 bin konutun yüzde 30’unu yıkacak, yüzde 60’ında ise orta hasar meydana getirecektir. Ayrıca sanayi ve ihracat kenti olan Bursa’da 30 milyar TL yük getirecek, yangın, patlama gibi kayıplar eklendiğinde 80 milyar TL’ye kadar ulaşacaktır. Can kayıpları bu tabloya dahil değildir” diye konuştu.

KÜÇÜKKAYALAR: “YAPI DENETİM KANUNU” ÇIKARILMALI

Türkiye Prefabrik Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, fabrikaların yüzde 90’ının ön dökümlü betonarme yapı (prefabrik) teknolojisi ile inşa edildiğini söyledi. Ön dökümlü betonlar ve betonarme yapıların birçok kullanım alanı olduğuna dikkat çeken Küçükkayalar, “Ön dökümlü betonarme yapı teknolojisi sanayi yapılarının yaklaşık yüzde 90’ında kullanılıyor. Tercih nedenleri ise, dayanımının yüksek olması, diğer malzemelere göre ucuzluğu” dedi. Depremsellik konusunda ön dökümlü betonarme yapıların önemine değinen Buğra Küçükkayalar şunları söyledi:

“Deprem dayanımında en önemli faktör kaliteli üretimdir. Bu yaklaşımın doğruluğu birçok depremde kanıtlanmıştır. 1999 depremi sonrası değişen yönetmelikle birlikte sektördeki birçok firma bağlantı detaylarını geliştirmiş, girdi malzemelerin depremle ilgili bazı özelliklerine daha çok dikkat etmişlerdir. Ancak haksız rekabetle ortaya çıkan sorunlardan dolayı kaliteden taviz vermemeye çalışan firmalar sıkıntı içerisine girdiler. Bu da sektörde yaşanan en büyük sorundur.”

Küçükkayalar, sektördeki tüm tarafların bildiği bu sorunların hızla giderilmesi ve beklemekte olan yapı denetim kanunundaki değişikliğin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

PROF. DR. DOĞANGÜN: SANAYİDE DÖNÜŞÜM ŞART!

Sanayi yapılarının deprem performansının birçok açıdan önemli olduğuna dikkat çeken Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, “Önce can denildiğine, bu yapılarda olası bir yıkım insanlarımızın hayatlarını kaybetmesine ya da sakat kalmasına yol açacaktır. Çünkü bu yapılarda çok sayıda insanımız çalışmaktadır” dedi. Prof. Dr. Doğangün, şöyle konuştu:

“Candan sonra mal denildiğinde sanayi yapılarını en ön sıraya yerleştirmek lazım… Üzerindeki tonlarca ağırlığa sahip yapının yıkılması durumunda bu makinelerin yeniden kullanılabilmesini beklemek pek gerçekçi değil. Aynı zamanda bazı sanayi tesislerinde zararlı maddeler bulunduğundan, olası bir depremde bunların çevreye yayılması insan sağlığı açısından büyük risk oluşturur.”

Halen kullanılmakta olan sanayi yapılarının deprem riskinin belirlenmesi konusunda henüz gerekli çalışmaların yapılmadığına işaret eden Prof. Dr. Adem Doğangün,  bazı büyük firmaların kendi çabalarıyla bu tespitleri yaptırdıklarını söyledi. Doğangün, “Kentsel dönüşümle doğal olarak sanayi pek konuşulmuyor. Ancak sanayi yapıları için de benzeri bir yaklaşıma ihtiyaç var. Sanayicilerimiz iş yerlerini depreme dayanıklı hale getirmek açısından gerekli adımları atmalıdır” diye konuştu.

NUMANO ÇELİK KONSTRÜKSİYON– EMRULLAH BİLGİÇ: ÇELİK KONSTRÜKSİYON HAYAT KURTARIR

Çelik yapı sektöründe 1987 yılından bu yana faaliyet gösteren Bursa’nın önde gelen firmalarından Numano Çelik Konstrüksiyon’un genel müdürü Emrullah Bilgiç, depremsellik açısından çelik yapıların betonarmeye göre daha avantajlı olduğunu söyledi. Bilgiç, “Kurulumu oldukça hızlı olan çelik konstrüksiyonlar aynı zamanda yüzde 100 geri dönüştürülebilen ürünlerdir” dedi. Betonarme yapılara nazaran çelik konstrüksiyonun daha güvenli ve dayanıklı olduğunun altını çizen Bilgiç, “Son derece kaliteli bir ürün olan çelik esnek bir yapıya sahip olduğu için deprem bölgelerinde özellikle tercih edilen bir malzemedir. Betonarme yapılar çökebilir, kırılabilir ancak çelik yapılar sadece esner” ifadelerini kullandı.”

GÖKBEY İNŞAAT – SERDAR SAKALLIOĞLU:  DEPREMSELLİK EN ÖNEMLİ FAKTÖR

2003 yılından bu yana alışveriş merkezleri, sosyal konutlar ve belediye hizmet binalarının yanı sıra sanayi yapılarına yönelen Gökbey İnşaat firmasının sahibi Serdar Sakallıoğlu da, “Her binada öncelikle depremsellik önemli. Depremden sonra yönetmelik değişti. Şu an da ilgili yönetmelikler uygulanıyor. Betonarme, çelik konstrüksiyon, prefabrik olmak üzere her parselde zemin etütleri yapılıyor. Yapı denetim şirketlerinin çalışmaları sonrasında, resmi kurumlar tarafından sonuç çıkartılıyor. Konutlara nazaran sistemi oluşturmak daha farklı, çünkü alt ve üst yapı zemin etüdü neticesinde ortaya çıkıyor” dedi. Olası bir büyük depremde sanayi yapılarının nasıl etkileneceği noktasında ise Sakallıoğlu, “Her yeni yönetmelikte yeni uygulamalarla karşılaşıyoruz. Şuan ki yönetmeliklere uymayan binalar depremden etkilenir. Çünkü eski binaların yeni yönetmeliklerle pek alakası yok” ifadelerini kullandı.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.