2005 yılında Ahmet Bülbül tarafından kurulan Aryap İnşaat, Eskişehir ve Bilecik’in ardından Bursa’da da kaliteli, yaşanabilir konut projelerine imza atmaya hazırlanıyor.
Bursa’nın yükselen değeri Aryap İnşaat ve Ahmet Bülbül Yapı’nın ortak projesi olan “Aryap Vitrin” konutları hakkında bilgi aldığımız Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bülbül, Aryap’ın faaliyetlerini ve hedeflerini anlattı.
Röportaj: Eşref Aydemir
Sayın Ahmet Bülbül sizi tanıyabilir miyiz?
Bilecik Bozüyüklü bir ailenin çocuğuyum. Evliyim, 2 çocuk babasıyım. İki evladım da inşaat sektöründeki işlerimizde faaliyet gösteriyor. Birisi mühendis diğeri ise mimar. Konut sektöründe beraber çalışıyoruz. Tamamıyla inşaat sektörüne odaklandık. İki tane firmamız var; ARYAP ve Ahmet Bülbül Yapı.
İş hayatına nasıl atıldınız? Firmanızın kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?
İnşaat sektörüne girmeden önce de farklı sektörlerde müteahhitlik yapıyorduk fakat inşaat sektörüne girişimiz farklı oldu. 25 - 28 yıl önce inşaat sektörü hızlı ve hareketli değildi. Kooperatifler, adi ortaklıklar kuruluyordu. Kredi kullanma imkanları olmadığı için taksit imkanı sunup bir yapı sahibi olma şansı veriyordu o dönem sektör. Biz de o şekilde bir oluşuma girdik fakat sonuç alamadık. Projeyi kendimiz devralmak zorunda kaldık ve kooperatifi tamamladık, bir daha da kooperatife girmeden kendi imkanlarımızla, maddi gücümüzle projeler yapıp satarak ticaretimizi devam ettirdik.
Zamanla bölgelerimiz genişlemeye başladı. Şu anda Bilecik, Eskişehir ve Bursa’da inşaat yapıyoruz. Bursa'da yaptığımız inşaatlar, genelde kentsel dönüşüm projeleri olarak bize lanse edildi. Ancak diğer şehirlerde satın alarak ve kat karşılığı anlaşarak konut yapıyoruz.
ARYAP olarak daha çok hangi projelere imza atıyorsunuz?
Genelde Eskişehir - Bilecik bölgesinde projelerimiz var. Son 5 yıldır da Bursa’da inşaat yapmaya başladık. Site bazlı yaptığımız büyük konutlar var. Aynı zamanda son dönemde yaptığımız alışveriş merkezi, ofisler de var. Bursa’dakiler; konut ve iş yeri olarak devam ediyor.
Bursa’da bugüne kadar kaç tane proje inşa ettiniz?
Bursa çok güzel bir kent. Daha önceki projemizde 50 konut ve işyerleri vardı. Şu anda yaptığımız bitmek üzere olan bir projemiz daha var. Bunda da 150 konut ve iş yerleri olacak. Devam eden projemiz “ARYAP Vitrin”, metrekare olarak oldukça büyük. Önceki projemiz, Beşevler’deydi.
Bursa’nın gözde bölgeleri hangileri sizce?
Örneğin Balat bölgesinde veya Mudanya bölgesinde, biraz daha büyük kapsamlı projeler olduğu takdirde tercih ettiğimiz yerler olabilir. Bunlara ek olarak Nilüfer bölgesi özellikle bizim çok sevdiğimiz bir bölge.
Kentsel dönüşüm olan yerlerde biraz daha zamana yayılması gereken, biraz daha zaman isteyen, hemen oluşumu olmayan yerler fakat bu bölgeler bizim için değerli yerler. Biraz daha yeşil alan, insanların talepleri bu bölgeleri bizim için biraz daha üstün kılıyor.
Projelerinize daha çok hangi özellikler öne çıkıyor? Depremden sonra projelerinizde nelere dikkat ediyorsunuz?
Bizim Eskişehir bölgesinde şu anda bir projemiz var. 288 konutluk ve bu projeyi biz deprem izolatörü ile planladık. Bana göre gelecekteki yapılacak olan projelerin tamamının bu şekilde olması lazım. Bursa'da deprem bölgesinde olduğu için acil olarak bütün yapıların bir an evvel kentsel dönüşüme girmesi gerekiyor. Tabii bu müteahhitlerin elinde olan bir imkân değil çünkü müteahhitler çoğu yerde kısıtlanıyor. Yani bir sitenin kentsel dönüşüme girebilmesi sadece site sakinlerinin belli bir kısmının elinde değil, tamamının buna olur vermesi gerekiyor. İnsanlar, evini yenilemek istiyor ama üstüne hiçbir taviz vermek istemiyorlar. İkinci el bir arabanız var, elden çıkarmak istiyorsunuz, yenisini almak istiyorsunuz ve üstüne para vermek istemiyorsunuz.
Yapılaşma gereksiniminin acil olduğu unutuldu, menfi çıkarlar düşünülmeye başlandı fakat şunu demeleri lazım; ‘Ben 150 metrekare dairede oturuyorum hiç önemli bir sağlam olsun ama 100 metrekarelik oturayım’ demiyorlar. Yani deprem çok çabuk unutuldu. Buna odaklanılması gerekiyor. Devletin de destek vermesi gerekiyor, kanun olarak önünün açılması gerekiyor.
Projelerinizde olmazsa olmazınız neler?
Birincisi otopark, ikincisi de yeşil alan. Sadece Bursa için değil, tüm Türkiye için gerekli. Sokaklarda araçlar kaldırımlara park etmiş, yollarda ikinci park sıraları yapmaya başlamışlar. Şu anda bizim yaptığımız 150 konutluk projede de bir otopark ihtiyacı var. Bunları karşılamak gerekiyor. Aynı zamanda yeşil alan da bana göre kesinlikle bütün yapılaşmalara belirli bir oranda olmalı. Geleceğimiz olan çocuklar için park olması gerekiyor.
ARYAP’ın hedef kitlesi ve önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığı projeleri hakkında bilgi verir misiniz?
Hedef kitlemiz orta ve üst segment konut tüketicisi. Belirli bir seviyenin altında gelir düzeyine sahip kişilerin bizdeki konutlara erişim gücü daha zorlaşıyor. Bunun da en büyük sebeplerden biri son dönemde konutta yaşanan fiyat artışları. Bu fiyat artışları da maliyet artışlarından, çalışan ücretlerinin artışlarından ve diğer artışlardan kaynaklanıyor.
İnsanların en başarılı olduğu iş, bildiği iştir. Hangi sektörden kazanıyorsanız veya hangi işi yapmaktan mutluysanız, o işte başarılı olur ve yaptığınız işe devam edersiniz. Biz de kendimizi konut sektöründe daha başarılı görüyoruz. Bu yüzden yine konut sektörüne devam etmeyi düşünüyoruz önümüzdeki dönemde de.
2018’den bu yana sektörde sürekli bir sıkıntı oluştu, tabii 2022 de daha zor bir yıl oldu. Pandemiden çıkılmış olması ve genel seçimler, sektörümüzün durağanlaşmasına yol açtı. İnsanların kredi kullanma imkanlarının zorlaşması veya kredi ödemelerinde zorlanmaları sektörümüzü etkiledi. Pandemiden sonra çalışan bulmak da çok zorlaştı. 2022 dönem başında malzeme tedarikinde çok büyük problemler yaşadık. Yani bunlar üst üste üst üste gelmeye başladıktan sonra 2022 biraz daha böyle sıkıntılı veya stresli geçti. Fakat 2023 yılından umutluyuz. Daha fazla çalışmamız gerekiyor.
Firma olarak karşılaştığınız sorunlar neler?
En büyük problem, inşaat yapacak uygun arsaların bulunması. Aynı zamanda bulduğumuz yerlerle ilgili inşaat yapabilmek için de gerekli olan malzeme ve iş gücünü de bulmak sorunlarımız arasında.
Türkiye, dünyada inşaat sektöründe çok üst seviyelerde. Ancak yeni çalışan elemanların yetişmesi lazım. Ama bu inşaatlarda çalışacak kişilerin yetiştirilmesiyle ilgili bir eğitim yok. Bunun çözülmesi için devlet bir şekilde eğitimin önünü açmalı.
İş hayatınızda geriye kalan zaman aralığında neler yapıyorsunuz?
İnşaat sektöründen kalan zamanımı genelde yani farklı yerlerde dolaşıp hava alarak veya sakin ortamlara kendimizi atarak oralarda zaman geçirmeye çalışıyorum. Yani spor yapmak, doğayla iç içe olmak, sevdiklerimize vakit ayırmak diyebilirim.
Eklemek istedikleriniz?
Bütün sektörlerde herkes kendi işini yapması gerekiyor, yani hangi işle uğraşıyorsanız uğraşın o işe odaklanmak gerekiyor, o işte de en iyisini yapmak gerekiyor elbette. Herkes işini yaparsa ve herkes yaptığı işi mükemmel yapmaya çalışırsa ülkemizde problem olacağını da düşünmüyorum.