Özellikle Kayapa Sanayi Bölgesi’nde sanayi yapılarının neredeyse yüzde 50’sinde imzası olan Akfem Yapı, 50.000 metrekare civarında inşa ettiği sanayii yapıları ve halen devam eden konut üretimleriyle sektörün güvenilir firmalarının başında geliyor.
Akfem Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Söğünmez, 2010 yılında 4 ortakla yola çıktıklarını, ilk olarak sektörün çıraklığını yapma amacıyla butik dairelerle yola başladıklarını belirtti. Akfem Yapı’nın kuruluşundan bugüne geçtiği aşamalardan bahseden Söğünmez şunları söyledi: “İlk başlarda mali anlamda gücümüz olmasına rağmen inşaatın nasıl yapıldığını, maliyet hesabının nasıl olması gerektiğini öğrenme adına, yola küçük işlerle başlamayı uygun gördük. Doğru ve iyi işler yapınca, iş büyüklüğümüzü artırmaya başladık. Daha sonra hep yapmak istediğimiz bir yaşam alanı, site projesi vardı ve bu doğrultuda ilk büyük projemizi Ovaakça’da gerçekleştirdik. Daha sonra Kayapa bölgesinden 50 dairelik bir projeye başladık. Bunlar devam ederken 2012 yıllarında başladığımız fabrika inşaatlarını yapmayı da sürdürüyorduk. Güzel işler yapmaya başlayıp, tedarikçimizi, çalışanımızı, müşterilerimizi mağdur etmedikçe sektörde güzel bir ismimiz oluştu. Artık kat karşılığı projeler gelmeye başladık ve biz de daha seçici davrandık. Yolumuzda fabrika inşaatları ve nitelikli projelerle devam ediyoruz.”
“Kayapa’da inşaatların yüzde 50’sini yapıyor”
Söğünmez şunları söyledi: “Kayapa’da yeni açılan 3. bölgede inşaatların neredeyse yüzde 50’sini Akfem Yapı olarak biz yapıyoruz. Kayapa Sanayi Bölgesi’nde yaptığımız sanayi yapılarında da önemli rol oynuyoruz, bu anlamda da sektörün öncü firmalarından biri olduğumuzu düşünüyorum. Şu an Kayapa bölgesinde takribi 15 bin m2 alanda devam eden fabrika şantiyelerimiz var. 7 bin m2 civarı da konut tarafında devam eden, bitmeye çok yakın şantiyelerimiz var. Ancak bu konut projelerimiz bittikten sonra mevcut ekonomik iklimden dolayı yeni projeler için bir süre beklemeye geçeceğiz.”
Konut projelerine ara…
Bu beklemenin sebepleri arasında artan girdi ve arsa maliyetlerini belirten Söğünmez şöyle devam etti: “Artan girdi maliyetleri ve arsa maliyetlerinden dolayı konutta frene bastık. Ancak fabrika inşaatlarımız devam edecek. Bu yılla birlikte toplam 50 bin m2 civarında bir işimiz var. Kendi arazilerimiz olması burada önemli bir etken. Konut arazilerimiz var ancak uygun ortam gelişince projelendirme yapacağız. Fiyatların stabil olması lazım. Günlük fiyat artışları ve geri gelişler konut üreten müteahhitleri çok zorluyor. Fiyatların stabilizasyonundan yanayız. Bizler müteahhitler olarak sorunları hep anlatan taraftayız ama bu sorunların çözümleri de olmalı. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu, sürekli fiyat dengesizliğinin yaşandığı, enflasyonun bu kadar yukarılarda olduğu, Türk lirasının bu kadar değersiz olduğu bir yerde üretim yapmak hiç kolay değil. İç piyasanın beslenmeyip yapılan ihracattan dolayı içeride ürün bulamıyor hale geldik. Devletimizin burada ülkenin ihtiyacını göz ardı etmeden uygun çözümler getirmeli ve üretilen tüm mamul ihraç edilmemeli. Demir çelik fabrikalarımızın bilançolarını inceledik ve kar oranlarının çok yükseldiğini gördük. Demir çelik fabrikalarımızın bu yıl 3 ayda 2020 yılının tamamı kadar kar yapmışlar. Demek ki burada bir marj açıklığı söz konusu. Bunun dengelenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Hedef kitlemiz kayboldu”
Vatandaşın bu ortamda daire olmasının çok zor olduğunu ifade eden Söğünmez şöyle devam etti: “Bu enflasyonist ortamda vatandaşımızın daire alması artık çok zor. İki kişinin çalıştığı bir aile, çok değil kısa bir zaman önce 600 bin liralık daire alırken, 400 bin civarını nakit veriyor gerisini de kredi çekerek, ayda 5-6 bin lira kredi taksitiyle hallediyordu. Şu anda daire fiyatları çok yükseldi. Bu maliyetlerden dolayı 600 bin liralık daireyi 900 bin liralara satmak zorundayız ki zarar etmeyelim. Böyle olunca da vatandaş 500 bin lira civarı nakit vermesi gerekiyor, gerisini de kredi ile halletmek, bu kredi taksitleri de aylık 15-20 bin liralar olmak durumunda kalıyor. Mevcut atmosferde bunun olması çok zor. Şu anda satılan daireler daha çok yatırım amaçlı satılıyor. Hedef kitlemizin kaybolduğunu görüyoruz. Orta direk dediğimiz, direk ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız artık ev almakta güçlük çekiyor.”
Uygun iklim bulmazsak konut üretimi yapmayacaklarını ifade eden Söğünmez, bu konuda kesin kararlı olduklarını ifade etti ve şunları söyledi: “Uygun iklimi bulmazsak konut üretimi yapmayacağız. Bu şartlarda konut üretimi yaparsak zarar ederiz. Akfem Yapı kurulduğu günden bu yana müşterilerini, tedarikçilerini ve çalışanlarını üzmeyip finansal dengeyi iyi yönetti. Bu şartlarda konut üretimi yaparsak finansal olarak dönemeyeceğimizi dolayısıyla tedarikçimizi, müşterimizi ve çalışanımızı üzebilme ihtimalinin olabileceğini görüyoruz. Bunu da yapmak istemeyiz. Ortam istediğimiz hale gelene kadar konut üretimi yapmayacağız.”
Gelecek hedeflerimiz batıda
Gelecek dönem hedeflerinden de bahseden Söğünmez, “Gelecek dönemde Kayapa bölgesinin dışına çıkmayı düşünüyoruz. Kendi fabrikamızda burada olduğundan bu bölgede yoğun inşaat yaptık. Devletle ve belediyelerle çok fazla iş yapmıyoruz. O işte çalışan başarılı firmalar var. Biz branşlaşma işini ve yaptığımız işten keyif alma olayını çok önemsiyoruz. Çünkü her işte yoğun bir şekilde çalışınca iç işleyişte bir dağınıklık ve bulanıklık başlıyor. Biz daha kontrol edebileceğimiz işleri yapmayı seviyoruz. Şu an da Kayapa bölgesinde çok aktifiz. Bundan sonraki süreçte, şehirlerin batıya gelişimini esas alarak Başköy, Karacabey taraflarında üretimlerimize devam edebiliriz” diye konuştu.