ABD, Çin ve Avrupa’da bazı bölgelerde 3 boyutlu (3D) beton yazıcı ile ruhsatlı evler ve beton yapılar üretilmeye başlandı.
Hepimizin ofisinde olan bildiğiniz yazıcıların çok daha büyüğünü hayal edin, mürekkep yerine harç basıyor olduğunu düşünün ve bilgisayar çizimi ile sizin belirlediğiniz bölgelere harcı bırakarak duvarları üst üste katmanlar halinde oluşturduğunu gözünüzde canlandırın.
Bilindiği üzere 3D baskı teknolojisi metal tozu ve plastik gibi farklı türde hammaddeler kullanarak, sanal ortamda tasarlanmış 3 boyutlu bir nesnenin katı formda basılması işlemidir. 20. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanan bu teknoloji günümüzde birçok alanda kullanılmaktadır.
Otomotiv, tıp, havacılık ve uzay gibi farklı alanlarda kullanılan bu teknolojinin inşaat sektörünü teğet geçmesi beklenemezdi.
Dubai'de bir İnşaat şirketi 3 boyutlu beton yazıcıyla yazdırılan dünyanın en büyük evini inşa etti. 9,5 metrelik boyu ve 640 metrekarelik zemin alanıyla dikkat çeken bina, Dubai Belediyesi için çok az personelle çok kısa sürede inşa edildi.
Bu yeni teknoloji yazıcıların kullandığı harç içeriğinde ince agrega, birkaç çeşit çimento, su, özel katkılar ve kompozit fiber var. Konvansiyonel inşaat üretim metodu ile kıyaslarsak 3D beton kullanımıyla beraber maliyette %20, kullanılan malzemede %30 ve işçilikte %50 azalma bekleniyor. Ayrıca enerji sarfiyatında %90, karbon salınımında ise % 80 oranında azalma bekleniyor.
Yapının üretimi esnasında duvarlarda elektrik, su, ısı tesisat yerleri de hazırlanabiliyor. Üç boyutlu beton yazıcı sayesinde daha kısa sürede, daha ekonomik yapılar yapılabiliyor. Bu teknolojiyle yapılan binaların tümünün birbirine benzeyip benzemeyeceği konusu ise proje ile ilgili. Kesinlikle bir kalıp sistemine ihtiyaç olmadığından duvarların eğrisel yapılabilmesi, yuvarlak hatlar ve geometrik tasarımların çok kolay elde edilebilmesine olanak sağlıyor.
Sonuç olarak bu tip yazıcıları bir çeşit robot olarak değerlendirdiğimizde robotlarla üretimde insan gücüne daha az ihtiyaç duyuluyor. İki ya da üç personel ile inşaat üretimi yapılabiliyor. Betonun vibrasyonla yerleştirilmesine gerek kalmıyor. Kalıp gerektirmemesi nedeniyle üretkenlik artıyor, yazıcılar 7 gün 24 saat çalışabiliyor. Üretilen yapıların üretim masraflarında veya sürelerinde belirgin bir düşüş sağlıyor. Bunun gibi pek çok avantaj sunan bu teknoloji ile ilgili bizim de Bursa’da yaptığımız bazı çalışmalar söz konusu.
Hayatımıza hızla birçok yeni teknolojiler giriyor, dünya çok hızlı değişiyor. Bu teknolojilerin iyi ve kötü tarafları var ama dünya bu teknolojileri hızla geliştirip kullanırken inşaat sektöründe faaliyet gösteren bizler de yeniliklere ayak uydurup belki de konvansiyonel metottan yavaş yavaş daha hızlı, daha ekonomik, daha güvenli, daha çevreci olan bu yeni inşaat üretim teknolojisine geçmeye başlamamız gerekiyor. Çünkü uzaklarda olan yakın gelecek geldi.