İnşaat sektörüne dair sorunları belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek için sektör temsilcilerini bir araya getirip ‘Sektörel Buluşmalar’ gerçekleştiren Bursa’nın Gayrimenkul Gazetesi Konut ve Yapı, 29. Sektörel Buluşması’nı Divan Otel’de gerçekleştirdi.
İzolasyon & Çatı Kaplama & Boya sektörüne dair konuların masaya yatırıldığı ve moderatörlüğünü Konut ve Yapı Gazetesi Genel Koordinatörü Serdar Ömeroğulları’nın yaptığı toplantıya İMSİAD Başkanı Namık Ziya Mescioğlu, BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, Boya ve Dekorasyoncular Odası Başkanı Ferhat Daysalı başta olmak üzere sektörün önde gelen temsilcileri katıldı.
Merdiven altı işletmelerin sektöre olumsuz yansımalarından kalifiye elaman eksikliğine, halkın izolasyon konusunda bilinçsiz olmasından enerji verimliliğinde yalıtımın ne kadar önemli olmasına kadar bir çok konunun konuşulduğu toplantıda sektör temsilcileri yaptıkları analizlerle İzolasyon & Çatı Kaplama & Boya sektörüne dair çarpıcı tespitlerde bulundular.
İnşaat son dönemlerde oldukça büyük bir ivme yakaladı. Biz de Bursa’da yerel yöneticilerimizin ve BTSO’nun katkılarıyla güzel bir gelişim içerisindeyiz. İMSİAD olarak bizler de sektöre katkı koymaya çalışıyoruz. Sektörü bir araya getirmeye, sürekli gündemde tutmaya ve müteahhitlerimizin ufkunu açmaya çalışıyoruz. Ama kat etmemiz gereken daha çok yol var. Bursa’nın gelişimi için birçok sektörün önemli girişimleri oluyor. Bunların başında turizm gelmektedir. Ama bizler de yurt dışı yatırımcılarını Bursa’ya çeken sektörün temsilcileriyiz. Yurt dışından gelen yabancı konut almak istiyorsa önce vergi numarası alması gerekiyor. Bu yatırımcılara konut satarak hem şehrimize ve ülkemize para kazandırdık hem de bu sayede 140 bin vergi mükellefini Maliye Bakanlığımıza kazandırdık.
Bizler rantçı değiliz…
Bizler hiçbir sektöre girmiyoruz. Bildiğimiz işi yapmaya çalışıyoruz. Ama birçok meslek grubundan arkadaşımız bizim sektöre giriyor. Elbette sektöre katkı veren kişileri bizler aramıza alıyoruz, başımızın da üstünde taşıyoruz. Ama sadece para kazanmak için bu mesleği seçen, şehrine, ülkesine ve insanına bir şey katmayan kişileri tasvip etmiyoruz. Bu konuda birlik olmalıyız. Artık önümüz açılmalı, bizler rantçı olarak değerlendirilmeliyiz. Önümüzdeki çakıllı yolların asfaltlanması gerekiyor artık.
Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BURTİMDER) olarak; bu sektörde iş yapan tüm firmaların birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapılan rekabetin bile etik kurallar içerisinde olması şart. Tüm inşaat sektörün de olduğu gibi, inşaatın önemli bir kolu olan yalıtım ve izolasyonda da; kaliteli malzeme, doğru işçilik ve zamanında iş teslimin ancak doğru firmalarla yapılabilineceğinin bilinmesi gereklidir. Özelikle kullanıcıların; yapılacak olan işin fiyat araştırmasını yaparken, arada büyük fiyat farkları olan firmaları tercih etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Yalıtım gibi önemli bir konuda ucuza ve kalitesiz iş yaptırmanın doğuracağı olumsuz sonuçlar işin tekrar baştan yapılmasına sebebiyet verebilir.
Vatandaşlarımız duyarlı olmalı…
İş güvenliği konusunda risk alanında olan yatılım ve izolasyon firmalarının bu konuda da oldukça hassas davranmaları gereklidir. İzolasyon ve yalıtımın ülke bütçesine kattığı fayda da göz önünde bulundurulduğunda bu işin ne kadar ciddi yapılması gerektiğini görüyoruz.
Merdiven altı olarak tabir ettiğimiz kurumlara prim vermemek adına işi yaptırırken; bilinçli bir şekilde bu işi yapan, iş güvenliğinden, malzeme kalitesinden ve işçilik maliyetlerinden ödün vermeyen firmalar tercih edilmelidir. Vatandaşlarımızın bu anlamda duyarlılık gösterip, çalışacağı firmalardan gerekli belgeleri isteyerek bilinçli bir şekilde teklif almalarını istiyoruz. Böylelikle bu konuda yatırımlarına devam eden marka olmuş firmalar ile çalışarak hem doğu bir iş yaptırmış olacaklar hem de yapılan doğru yalıtım ile ülke ekonomisine de katkıda bulunacaklardır.
Ticaretten daha önce güven ortamı tesis edilmesi gerekiyor. Güven ortamı tesis edildikten sonra zaten ticaret yapılır. Demokratik ülkelerde güven ortamının tesisi de seçimlerle oluyor. İnşallah seçim sonucunda güzel bir sonuç çıkar ve bu durağanlık sona erer.
Isı yalıtımın bankalar tarafından faiz karşılığı değil de direk devlet tarafından teşvik edilmesini istiyoruz. Hepsi olmasa da en azından bir bölümünün bu şekilde olmasını arzuluyoruz. Bunun dışında tüketiciler de sektörün gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Mantolama yaptırmak isteyen tüketiciler işi verecekleri firmalardan yeterlilik belgesi istesinler, gerek esnaf odasından gerek ticaret odasından faaliyet belgesi istesinler. Bununla yetinmeyip maliye ve SGK’dan borcu olmadığına dair belge ve daha önce iş yaptıkları site yönetimlerinden yazılı bir referans istesinler.
Halk çok bilinçsiz…
Bizler oda olarak mantolaması yapılan sitelere enerji kimlik belgesi de veriyoruz oda bünyesinden. Oda olarak bize sorulup da yapılan işlerin başından sonuna kadar takibini yapıyoruz. Halkımız da bizlerin takip ettiği kadar olmasa da kendince çeşitli konularda takibe gitmelidir.
Halk yalıtım izolasyon ve boya konusunda maalesef çok bilinçsiz. Sürekli ucuz iş istiyorlar. Malzemenin ve işçiliğin kalitesini hiç önemsemeden sadece ucuzluğuna bakıp iş yaptırmak istiyorlar. Böyle olunca da ne oluyor belli bir zaman geçtikten sonra mağdur oluyorlar. Elbette ki herkesin bir bütçesi var kimse pahalıya iş yaptırmak istemez. Ama her işin de bir oluru vardır. Önemli ve kurumsal firmalardan bu tip işlerin maliyetini araştırıp kendilerine en uygununu seçerlerse ileride mağdur olmazlar.
Son olarak meslek liselerinde yalıtım mantolama ile ilgili bölümler olması gerektiğini düşünüyorum. Bazı yerlerde var ama altyapısı zayıf, yeterli istenilen düzeyde eleman çıkmıyor. Umarım en kısa zamanda bu soruna da çözüm bulabiliriz.
Son zamanlar zor zamanlar geçiriyoruz ülke olarak. Bizim ülkemiz o kadar çok badireler atlattı ki inşallah tez zamanda bunu da atlatacaktır. Güçlü bir devlet güçlü bir milletimiz var, bir ve beraber olunca bu karanlık günlerden aydınlık günlere ulaşmak çok zor olmayacaktır. Tabi bir ve beraber olmak derken her işimizde böyle olmalıyız. Bulunduğumuz sektörde elbette rekabet olacak ama bir ve beraber olursak sektörümüze değer katmış oluruz.
Yalıtım ve izolasyon enerji konusuyla iç içe olan bir sektördür. Enerji bilindiği üzere çok pahalıdır. Üretimi riskli ve pahalı, hizmeti almak yüksek bedellidir. Bu yüzden enerjiyi har vurup harman savurmamalıyız. Tasarruflu kullanmalıyız. Tasarruflu kullanmak için de devreye yalıtım ve izolasyon giriyor. Doğru izolasyon ve yatırımla enerji konusunda epey tasarruf elde etmiş oluruz.
Üniversitede ders olmalı…
Üniversitelerde ülkenin ekonomisini bu kadar etkileyen enerjinin tasarrufunu sağlayan en önemli konuların başında gelen yalıtım ve izolasyon konusu neden ders olarak işletilmiyor bunu anlamıyorum. Bu çok büyük bir eksiklik bana göre. İzolasyonu, yalıtımı öğrenmeyen bir mühendis bir mimar bence eksiktir.
Yalıtım; değeri bilinmeyen ama ülke cari açığının çoğunu oluşturan enerji konusu ile doğrudan ilgili olan ve doğru yapıldığı takdirde bu açığı azaltabilecek bir sektördür. Ama bizler maalesef yalıtımın önemini henüz kavramış değiliz. Ne yöneticilerimiz ne de vatandaşlarımız bu konuda çok bilinçsiz.
Avrupa’da yalıtım boyu 18 cm…
Avrupa da yalıtım boyu 18 cm’lere dayanmışken bizler daha yeni 6 cm’e geçebildik. Durum böyle olunca da enerji tasarrufu yapamıyor, cari açığa engel olamıyor ve Avrupa ile rekabet etme şansını yitiriyoruz. Bizler birlik olmalı, bilinçli olmalı, arge ve inovasyon çalışmaları yapmalı ve Avrupa standartlarını yakalamalıyız.
İnsanlar huzurlu ve mutlu yaşadığı yerlerde verimli olabilirler. Yaşadığımız yapılar iyi olmalı. İnsanlarımız huzurlu, konforlu ve rahat konutlarında hayatlarını sürdürmeliler ki işlerinde ve özel yaşamlarında başarılı olabilsinler. İyi bir yerde yaşıyorsak bu işimize de yansır, kaliteli bir iş performansı sergileriz. O sebeple yaşadığımız yerleri güzelleştirmeliyiz.
En önemli şey istikrardır. İstikrar olmadan hiçbir şey olmuyor. Ekonominin durumuna baktığımızda ufak tefek sıkıntılarımız olsa da Avrupa ülkelerine göre bu küresel problemlere rağmen çok daha iyi yerdeyiz.
İzolasyon ve yalıtım sektöründe en büyük sorun kalifiye eleman ve işçilik kalitesidir. Son dönem teknolojinin artması ile birlikte inşaat sektörü büyük gelişim kaydetti. Bunla birlikte malzeme çeşitliliği de aynı oranda arttı. Avrupa ile kıyaslanacak düzeyde malzeme üretiyoruz ancak maalesef bu denli kaliteli malzemeleri binaya uygulayacak kalitede işçilerimiz yok. Kalifiye eleman bulmakta çok zorlanıyoruz.
BÜLENT YILDIZ: 10 YIL SONRA NİTELİKLİ İNŞAAT İŞÇİSİ KALMAYACAK
Merdiven altı işletmelerin dışında bir diğer sorunumuz da kalifiye eleman sorunu. Eskiden çıraklık olayı vardı. Okullar olmasa da çırak ustasının yanında adeta bir okuldaymış gibi eğitim görüp mesleğin inceliklerini öğreniyor ve kendini hazırlıyordu. Ben kalifiye eleman yetişmemesinin çıraklık olayının bitmesine bağlıyorum. Böyle giderse maalesef 10 yıl sonra inşaat yapacak nitelikli eleman kalmayacak.
LEGA YAPI ŞİRKET KURUCUSU KERİM BİNGÖLBALLI: YATIRIMLARIN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ
Bir diğer sorunda nitelikli eleman sorunu. Bizler de nitelikli personel sıkıntısı çeken firmalardan biriyiz. Ara elemanın, işi uygulayan elemanın olmayışı ya da olanların istenilen seviyede olmamasından ötürü maalesef iş uygulamasında kalitesizlik yaşanıyor. Biz bunu en aza indirgemek için çalışıyoruz.
2016’dan umutluyuz…
2015 yılının seçimlerden ötürü biraz durağan geçtiğini söyleyebiliriz. Ama son çeyrekte özellikle seçim sonrası belirsizlik ortamının dağılmasını umarak bir rahatlama bekliyoruz. Yeni yılın girmesiyle de sektörün bir atılım içerisinde olacağını düşünüyoruz.
ERTAN BİLİCİ: ÇALIŞANLARDA MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ OLMALI
Bizler uygulama firmaları olarak iş verenlerin doğru malzeme ve doğru zamanda iş yaptırdıkları açısından hem fikiriz lakin doğru uygulamacılara iş yaptırdıklarından endişelerimiz var. Bizler sektörde öncü olabilmek adına kendi alanımızda gerek iş güvenliği gerek doğru uygulama teknikleri gerek lojistik anlamda çok üst düzeyde çalışma performansı sergiliyoruz. Bunun için yapılan alanda ve işveren tarafından bakıldığında performansı yüksek kaliteli işler çıkarma peşindeyiz. Fakat sektör anlamında bakıyorum ki işveren kısmında usta vasfında, kurumsallaşmamış, teknik ve lojistik anlamında zayıf şahıslar ile birçok işler yapılmakta. Bunun işveren ve bizlerden götürdükleri çok fazladır.
Günümüzde şirket içerisinde yaptığımız görüşmelerin birçoğunda tadilat işlerinin ön planda olduğunu görmekteyiz. Bakıyoruz ki kısa bir dönem öncesi uygulanmış alanlarda birçok tekrar eden uygulama ve tadilatlar yapmaktayız. Bizler İzobur Yalıtım ailesi olarak yaptığımız bu tarz uygulamalara inan çok üzülüyoruz. Çünkü geçip giden zaman, kaybolan milli servetler üst düzeyde olmakta. Biz işin ve uygulamanın bir kalemde profesyonelleşmiş firmalar tarafından, garentörlük çerçevesinde yapılması tarafındayız. Bunun için bizler göreve ve çözüm ortaklığına her daim hazır olduğumuzu çatı kaplamalarında ve su izolasyonlarında teknik anlamda güçlü, varlığını ve birliğini sürdüren firmalar ile çalışmaları tarafından bakıyoruz.
Kalifiye eleman eksikliği de bir diğer sorun. Belli projeleri devreye sokmayla olabilecek bir şeydir. Sektörün en büyük sorunlarından biri olduğu açık. Ben işini iyi bilmesinin de yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarda mesleki yeterlilik belgesi de olmalı.
İZOMET GENEL MÜDÜRÜ CENGİZ EKER: KALİTELİ İŞLER YAPMALIYIZ
Yapıların uzun ömürlü, konforlu ve sağlıklı olması ancak doğru şekilde tasarlanarak inşa edilmesi ve yapıya zarar veren dış etkilere karşı korunması ile mümkündür. Yapı ömrü ve dayanıklılığı açısından en büyük tehdit “su”dur. Etkin bir su yalıtımı için, yalıtım uygulamasının, binanın temelinden çatısına kadar tüm yapı elemanlarını kapsaması gerekir. Zemine oturan döşemeler, balkonlar, dış duvarlar, çatılar ve temel duvarları yalıtıma konu olur.
Yalıtımın püf noktasının doğru malzeme ve doğru uygulama olduğunu düşünüyorum. İnsanı ayakta tutan nasıl iskeletse binayı da ayakta tutan donatıdır. O sebeple binayı nemden ve korozyondan korumalı ve donatılarını yapmalıyız. Kaliteli işler yapmalıyız. Kaliteli elemanlar yetiştirmeli, kaliteli ürünler kullanmalı ve kaliteli uygulamalar yapmalıyız. İşini kaliteli yapan hiçbir firma satışta bir sorun yaşamaz.
Türkiye'de yalıtım tarihi çok yeni olduğundan insanlarımız henüz bu konuda yeterli bilince ulaşmış değiller. O yüzden doğru bir şekilde bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmedir. Bu da T.C Devletinin yapacağı kamuya yönelik bilgilendirici reklamlar, tanıtımlar seminerlerle olmalıdır. Buralarda enerji verimliliğine dikkat çekilmeli ve tüketimin korkunç rakamları insanlara verilmelidir. Örnek olarak 550 milyonluk Avrupa nüfusundan 2 kat daha fazla enerji tükettiğimizi biliyor muyuz. Ya da yalıtım olmadığı için binalardaki enerji tüketiminde yıllık 7.5 milyar doları çöpe attığımızı biliyor muyuz? Amerika yıllık sadece 5 milyar dolar yalıtım bütçesi ayırmakta ve dar gelirli vatandaşa özel teşvik ve kredilerle bunu uygulattırmaktadır.
Gerçi yalıtım denilince akla maalesef sadece ısı yalıtımı gelmektedir. Bu bilinçlendirme çalışmaları içerisinde yalıtım bir bütün olarak değerlendirilmeli, ısının yanında su, ses ve özellikle dikkat çekiyorum yangın yalıtımı göz önünde bulundurulmalıdır. Ne yazık ki piyasada kullanılan ürünlerin tamamına yakını plastik ve yanıcı malzemeler olduğu için binalarda çıkabilecek, doğabilecek zararlar içinde önlem alınmalı ve yenilikçi ürünler keşfedilip insanlar onlara yönlendirilmelidir.
Finansal anlamda 2015 yılı seçimlerin yoğun etkisinin yaşandığı bir yıl oldu. Siyasi belirsizlik, dövizdeki dalgalanmalar, kur yüksekliği tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörüne de olumsuz yansıdı. Bu durumda yatırımcılar ve iş sahibi bizler ülkemizin içinde bulunduğu durumu iyi analiz etmeliyiz. Analizlerimiz sonucunda maliyetlerimizi ve yatırımlarımızı iyi değerlendirmeliyiz ki bu belirsiz ortamdan zararla çıkmayalım.
Tabi burada yerel yönetimler, belediyeler, BTSO ve inşaat sektöründeki sivil toplum kuruluşları da güveni arttırmak için geçen yıllara göre daha çok çaba harcamalıdır. Yeni projeler geliştirmeli, mevcut projeleri ise devam ettirmelidir. Özellikle kentsel dönüşüm projeleri gibi sektöre ivme katacak projelere öncelik tanınmalı ve sektörün önünün açılması gerektiğini düşünüyorum.