İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu, doğal kaynakların hızla tükenmeye başladığı günümüzde, inşaat mühendisi adaylarını yeşil ve ekolojik yapılar hakkında bilinçlendirmek için ‘Geleceğin Yaşam Alanları, Yeşil Binalar Söyleşisi’ düzenledi.
Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa Orhangazi Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde eğitim gören inşaat mühendisi adaylarını bir araya getiren İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu, ‘Geleceğin Yaşam Alanları, Yeşil Binalar Söyleşisini’ Şube Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi.
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Fatih Er, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi M. Tolga Özdemir, Ulusal Enerji ve Ekoloji Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mimar Çelik Erengezgin’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşide geleceğin yaşam alanları nasıl olmalı, dünyada ve Türkiye’de gelinen süreç anlatıldı.
ERENGEZGİN: “EZBERLERİ BOZMALIYIZ”
Ulusal Enerji ve Ekoloji Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mimar Çelik Erengezgin, güneşe ve toprağa sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek, elde edilen nimetlerin adaletli bir şekilde paylaşılması gerektiğini söyledi. Ahşap yapıların hem çevreci hem de depreme dayanıklı olduğunu belirten Erengezgin, “Ahşap yapılar sağlık ve deprem riski taşımıyor, yanma ve çürüme tehlikesi de kalmadı. Doğru yer, yön, malzeme ve tasarımla tasarruf sağlayabiliriz. Geleceğin yaşam alanlarından söz edeceksek bazı ezberleri bozmalıyız. Küresel ısınma değil küresel kirlenmenin insan kaynaklı olduğunu ve dünya ısındığı için karbon salınımının arttığını bilmeliyiz. Beton binalar yerine ahşap binaların daha ekolojik ve çevreci olduğunu unutmayalım. Kaynaklarımızı doğru şekilde değerlendirmeliyiz. Mesela baraj ve akarsu konusunda anlayışımız değişmeli. Suyu sadece barajlarda tutmamız doğru değil. Bütün barajlarımızdaki buharlaşan su, 1 yılda sanayi dahil tükettiğimiz sudan fazla. Sularımızı barajlarda değil farklı şekilde toplamalıyız. Dünyadaki bütün savaşların nedeni enerji olmuştur ve olmaya da devam edecektir” diye konuştu.
ER: “YENİLENEBİLİR ENERJİDEN MAKSİMUM YARARLANDIK”
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Fatih Er, Bursagaz’ın yeşil Betcup binasının proje yöneticiliğini yaptığını belirterek, binanın inşaatı sırasında yaşadığı deneyimleri öğrencilere aktardı. Geçirilen sertifikasyon sürecini anlatan Er, “Çevresel performansı ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmayı maksimuma çıkartacak şekilde bir bina tasarladık. Binanın tarımsal alanda ve doğal kaynakları yok edecek bir alanda olmamasına özen gösterdik. Binanı bir özelliği de toplu taşıma araçlarının çeşitliliği. Binada kullanılan malzemelerin hem çevre dostu hem de en son teknolojik ürünler olmasına özen gösterdik. Geri dönüştürülebilir ve yerel malzemelerin kullanılması sertifikasyon sürecinde önemli” dedi.
“YÜZDE 50’YE VARAN ENERJİ TASARRUFU SAĞLIYOR”
Mevcut yapıların primer enerji kullanımının yüzde 40, elektrik tüketiminin yüzde 72, karbon salınımının yüzde 39, içilebilir su kullanımının yüzde 13,6 olduğunu vurgulayan Er, sertifikalı binaların kazanımları ile ilgili şunları söyledi: “Çalışanların sağlığı ve mutluluğundaki olumlu gelişmeler yüzde 76 artış gösteriyor. Çalışma verimliliği de yüzde 46, kişi başı yılda çalışılan saat sayısı 39 saat daha fazla artıyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltıyor, suyun verimli kullanılmasını sağlıyor, yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu ve su tasarrufunu destekliyor. Karbon salınımını yüzde 20 azaltıyor.”
Er, inşaat mühendisi adaylarına bu tür çalışmaların en başında ve planlı şekilde yer almaları konusunda da uyarılarda bulundu.
ÖZDEMİR: “YAŞAM DÖNGÜSÜ GİDERLERİ DİKKATE ALINMALI”
ÇEDBİK Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Tolga Özdemir, insanların artık yaşadıkları binaların enerji tasarruflarını sorgulamaya başladığını kaydederek, Türkiye’de hala uzun vadeli planlar yapılamadığı için sürdürülebilir yatırımların kullanıcı ve yatırımcı tarafından çok fazla tercih edilmediğine dikkat çekti. Fabrika yatırımcıları ve prestij sahibi firmaların bu yatırımları tercih ettiğini dile getiren Özdemir, “Yenilenebilir binaların yaşam döngüsü giderleri ilk tasarım aşamasında dikkate alınmalı. Yenilenebilirlik uygulaması gerçekleştirdiğiniz her yatırımın ekonomik olarak geri dönüşümünün olması lazım. Yatırımcı bunu düşünüyor. En fazla 10 yıl içinde geri dönüş olması bekleniyor” şeklinde konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMLE YEŞİL MAHALLELERE DÖNÜŞMEYİ ARAŞTIRIYORUZ”
Türkiye’de 14 tane LEED sertifikalı yapı bulunduğunun bilgisini veren Özdemir, yeşil binaların kentsel dönüşümle birlikte ilerlemesi konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Özdemir, dönüşümün kazancın yüksek olduğu yerlerden başladığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Sadece bina dönüşümü var. Mahalle bazında dönüşmesi gerekiyor. Yeşil bina, yeşil mahalle sürecini nasıl kentsel dönüşüm teşviklerinin içine dahil ederiz? Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile görüşüyoruz. Sertifikasyon süreçlerinde önemli olan bütün şekilde dönüşüm. Amerikan Yeşil Binalar Derneği, şehir planlamadan sorumlu uzman iki dernek ile birlikte bir çalışma yapıyor ve yeşil yerleşke sertifikası çıkartmış durumda. 130 hektara kadar olan yeni gelişim alanları veya dönüşüm alanlarını, mahalle ölçeğinde sertifikalandırabiliyor. Biz de bunu nasıl Türkiye’de gerçekleştirilebileceğini araştırıyoruz.”