TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi, deprem gerçeğine farkındalık oluşturmak için faaliyetlerini sürdürüyor. Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şube Başkanı Yunus Emre Kaçamaz ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi 46. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İlker Kahraman’ın konuşmacı olarak katıldığı panelle TMMOB Bursa Şube üyelerine yakın geçmişte yaşanan büyük depremlerin ardından alınan dersler ve deneyimler paylaşıldı.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan TMMOB Bursa İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, gerçekleştirdikleri organizasyonlarla deprem gerçeği ve alınması gereken önlemler hakkında farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Şirin Rodoplu Şimşek, “Deprem gerçeğini aslında hepimiz büyük bir felaketle deneyimlemiş, hatırlamış olduk. Özellikle Kahramanmaraş’ı Bursa’ya çok benzetiyoruz. Kahramanmaraş, ovada yapılaşmanın olmaması gereken yerlerde bolca yerleşim alanı açılmış bir ilimiz. Bursamız da hep altını çizdiğimiz gibi yüzde 65-70 oranında niteliksiz yapı stoğu barındırıyor. Biz de muhtemel bir afet durumunda Kahramanmaraş gibi büyük bir yıkım yaşayabiliriz. Aynı zamanda Bursa, sanayisi de çok yoğun bir şehir olduğu için ne yazık ki kimyasal bir tehlikeyi de beraberinde getirme tehlikesi var. Tecrübeli isimler vasıtasıyla bu konuda bir farkındalık oluşturmak ve bu farkındalığı taze tutmak için bu tür programlar düzenliyoruz” dedi.
“Kahramanmaraş yeniden inşa ediliyor”
Programda, ‘Kahramanmaraş’ın Öğrendikleri – Afetten Felakete’ konulu bir sunum gerçekleştiren TMMOB Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şube Başkanı Yunus Emre Kaçamaz, “Yaşanan afetlerde Kahramanmaraş’ın merkezinin yaklaşık dörtte biri yok olmuştu. Eski Maraş olarak tabir edilen bölgelerde şu anda devletin yatırımları ile TOKİ ve Emlak Konut aracılığıyla yatırımlar başladı. Şu anda o bölgede yirmi dört saat çalışan şantiyeler var ancak belediyeler bazında orta ve az hasarlı binalarda ruhsat verme problemini hala yaşıyoruz. Kahramanmaraş’ta deprem bölgeleri haricinde yaklaşık 200 hektarlık alan kapatıldı ve uygun olmayan alan ilan edildi. Bu alanda aslında 2012 yılında Jeoloji Mühendisleri Birliği’nin bir raporu ile birlikte bakanlığın sayfasına girmişti. Hiçbir zemin değerleme, zemin etüdü, mikro bölgeleme haritaları yapılmadan bölge bir rapor girilip bu alan kapatılıyor. Şu anda bu rapor tekrar düzenleniyor. Kahramanmaraş’ta 200 hektarı kapattığınız zaman Kahramanmaraş’ı komple kapatmış oluyorsunuz. Yanı sıra temel sıkıntılarımız hala devam ediyor, barınma ile ilgili problemlerimiz var. İnsanlar orta hasarlı binalara göçmeye başladı. İçme suyu sorunları yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“Olumlu gelişmeler var”
Kahramanmaraş’ta kent merkezinin hayata dönmesi için inşa çalışmalarının devam ettiğini anlatan Yunus Emre Kaçamaz, şunları söyledi: “İlimizde yıkılan bölgelerde depremden önce 8-10 katlı yapılara ruhsat izni veriliyordu şu anda bu izin zemin artı 3 kata düşürüldü. Aynı zamanda bodrum kat ve fore kazık zorunluluğu getirildi. Özellikle zemini kötü alanlarda fore kazık uygulaması ve bodrum kat yapmak zorunluluk haline geldi. Aslında bu afetlerden ders çıkardığımızı söyleyebiliriz. Kahramanmaraş’ın temel ihtiyacı geniş bir şehir planlaması. Maalesef bununla ilgili henüz bir çalışma yok, yalnızca kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Yıkılan yerlere de gerçekten sağlam, depreme dayanıklı konutlar yapılıyor.”
“Yaşadıklarımızdan dersler çıkardık”
TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi 46. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İlker Kahraman ise düzenlenen etkinliğin önemine vurgu yaparak, emeği geçen herkese teşekkür etti. İlker Kahraman, “Daha bir hafta önce Malatya’da bir deprem yaşadık. İzmir’de 3,5 yıl kadar önce afeti yaşamıştık ve yine şu anda nerede yaşayacağız diye bekliyoruz. Bu gerçekle yaşamayı öğrendik. Depremler oluyor ve biz hemen arkasından unutuyoruz. Sorunu çözmek lazım. Dünyada bunun örnekleri var, Japonya’da, Şili’de insanlar depremle yaşamayı öğrenmişler ama biz ne yazık ki can kayıpları ile öğreniyoruz. Bunun artık çözümünün bulunması lazım. Biz meslek odaları olarak bu durumun bilimsel çözümlerini biliyoruz. Bizim yönetmeliklerimiz ve uygulamada da aslında çok bir problemimiz yok ancak düşünce yapımızı değiştirmemiz gerekiyor. Birlikte hareket ederek, sorunun artık herkese anlatılıp, çözüm yollarına gitmek gerekiyor. İzmir’de yaşadığımız depremin üstünden geçen yaklaşık üç buçuk yılda biz bayağı bir şey öğrendik. Şimdi geçmişte yapılan hatalardan ders alarak yeni bölgeler bunları tekrarlamamak için çabalıyoruz” şeklinde konuştu.