Konut ve Yapı Gazetesi’nin bu ay 17.’sini düzenlediği sektörel buluşma, İnşaat Müteahhitleri ve Sanayicileri İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde Bursalı müteahhitlerin katılımıyla İMSİAD Genel Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya, İMSİAD Başkanı ve Gökçadır İnşaat Ltd.Şti. sahibi Adil Gökçadır, BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, Metin İnşaat’ın sahibi Metin Bulat, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Atilla Ödünç, Cüneyt Erdem, Nedret Bayramoğlu ve Ramazan Sivri katıldı. Toplantıda; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın İstanbullu müteahhitlere Bursa’yı işaret etmesinin ardından güçlü bir rekabet için alınması gereken önlemler konuşulurken, büyük konsorsiyumlar kurulması ve müteahhitler ufkunun genişlemesi gerektiği fikri ön plana çıktı. Toplantının sonucunda ise güç birliğinin önemi vurgulandı.
İMSİAD BAŞKANI ADİL GÖKÇADIR;
Sektörümüzdeki performans
Öncelikle; ülkemizin ekonomik yapısı sağlam ayaklar üzerine oturuyor mu, oturmuyor mu buna bakmak gerektiğini düşünüyorum. Gökçadır inşaat olarak; ekonominin büyüme hedeflerinin mutlaka üretim gücüne endekslenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Maalesef bugüne kadar, bu yönde bir gelişme Türkiye’de göremedik. Bunda da en önemli kriterin, yarattığımız katma değerle ölçüldüğünü düşünüyoruz. Yani mamul maddenizdeki yerli üretim yüzdesi nedir? Eğer üretimimizin rekabet gücü yok ise satabilmenin tek yolu, rekabet edilebilecek kalite ve fiyatı yakalamaktan geçiyor. Bu manada da yolun kaliteyi düşürmek ya da ithalat olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. İşte o zaman; ithalat miktarı arttıkça, satıyor olabilmenizin bir katma değer yaratmadığınızdan, ülkeye de bir katkı sağlamadığı gerçeğini ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla bu ekonomik modelin kalıcı olmadığını düşünüyoruz. Şimdi bu nedenle yeni projeler planlarken ekonomideki durumu ve geleceğe dönük öngörüleri çok önemsiyoruz. Hatta bunun cebimizdeki paradan çok daha önemli olduğunu biliyoruz.
“GELENDEN GİDENDEN ENDİŞEMİZ YOK”
Bursa’da Bursalı müteahhit kalmadı ki, yabancının gelmesinden beis duyalım. Ülke ekonomisi doğru yolda olduğu müddetçe, büyüme rakamlarımızın da üçün altında kalmadığı müddetçe sektörümüzde bir sıkıntı olduğunu düşünmüyoruz. Firma olarak gelenden, gidenden bir endişemiz yok. Toplantının anlamına binaen biz Gökçadır İnşaat Ltd. Şti. olarak şöyle bir mesaj veriyoruz; inşaat sektöründeki tüm göstergeler, genel ekonomik göstergeler ile doğru orantılıdır. Elbette bazı tedbirler gereklidir ancak sektörün dinamikleri gelişmelerden umutsuz değildir.
CÜNEYT ERDEM - BURDENT İNŞAAT
Onlar Bursa’ya geliyorsa
Bizler müteahhitler olarak Bursa’da konut üretiyoruz. İstanbul’daki müteahhitler de, İstanbul’da konut üretiyorlar. Oradaki ürettikleri konutun maliyetiyle bizim ürettiğimiz konutun maliyeti birebir aynı. Hatta İstanbul’daki konut maliyeti daha düşük. Fakat sadece arsa payını bir kenara bırakırsan, oradaki arkadaşlar bunu 500 bin dolardan başlıyorlar satmaya. Biz burada 150 bin liradan satacağız diye yırtınıp duruyoruz. Ne oluyor? Sermaye birikimi İstanbul’da gerçekleşmiş oluyor. Son 15 senedir bu sermaye birikimiyle İstanbul’da dev inşaat firmaları oluştu. Fakat Bursa bir türlü kendi için büyük firmalar oluşturmadı. Neden oluşmuyor? Çünkü zaten maliyetini çıkarıp ikinci bir inşaata başlayacak insanları zor buluyorlar. Çok ucuza ve uzun vadede sattıkları için bir sermaye birikimi sağlayamıyorlar.
KİMSENİN BİRBİRİNDEN HABERİ OLMAZSA…
Bursa bu sermaye birikimini sağlayamadığı için; İstanbullu firmaların buraya gelip daha güçlü bir şekilde girmelerini önleyemez. Eskiden Bursa’da herkes birbirini tanırdı. Bir şey başlayacağı zaman hemen hemen her şeyi bilirdik. Son iki üç senedir, artık hiç haberimiz olmayan büyük işler yapılıyor ve kimsenin ruhu duymuyor. İstanbul’un 10 -15 yıl önce yaşadığını biz şimdi yaşıyoruz. Bizim müteahhitlerimiz de 10-15 yıl sonra oturacak ve İstanbul müteahhitleri gibi büyük işlere imza atmaya başlayacaklar. Aslında sermaye birikimini sağlamak için Bursalı müteahhitlerin İstanbul’a gitmesi gerekiyor. Büyük projeler için gerekli vizyon var bizlerde; ama sermaye birikimine dair bir şey yok.
NEDRET BAYRAMOĞLU - NEDRET BAYRAMOĞLU İNŞAAT
Güç birliği yapmak zorundayız
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar; TOKİ’ler geldiği için, İstanbullu firmaları tabii ki Anadolu’ya yönlendiriyor. Çünkü; Bursa’da arazileri tek parçada yapabilecek müteahhit çok az. Bu yüzden onları yönlendiriyor. Maalesef İstanbul’daki müteahhitleri Bursa ya da Anadolu’daki insanlar da tercih etmiyor. Artık TOKİ’nin Bursa’da olması gerekiyor. Çok kötü örnekler var. Biz bunu yerel firmalarla çok daha iyi ve güzel yapabileceğimizi iddia ediyoruz. Bunu İMSİAD çatısı altında yapabileceğimizi defalarca telaffuz ettik. İnşallah önümüzdeki günlerde bunun örneğini de göreceğiz. Onun için; mutlaka biz yerel firmaların, iyi bir dayanışma içinde olup birlikte hareket etmesi lazım. Güç birliği yapmak zorundayız. Belki tek firma olamayacağız ama iki üç firma olacağız. Bence; Erdoğan Bey’in bu çağrısı çok önemli değil. Biz bunu aşarız diye düşünüyorum. Çünkü çok kaliteli ve düzgün iş yapacak firmalar var Bursa’da. Bu aralar kendi firmamla ilgili yeni bir proje yok. Ama bildiğim, düşündüğüm şey; kentsel dönüşüm hareketi, ciddi anlamda yeni projeler beklentisi yarattı. En başta Sayın Özgen Redwin Keskin’in bir atağı var. Bakalım izliyoruz. Hepimiz göreceğiz.
RAMAZAN SİVRİ - KAR-PA DEMİR
Reklamasyondan
Eğer Ali Ağaoğlu’na sağlanan imkânın yarısı, bizim Bursa’daki müteahhitlere sağlansa, Bursa’daki müteahhitler onların yaptıklarından daha iyilerini yapabilir. Bursalı müteahhit tarla içinde bocalayıp bir şeyler meydana getirmeye çalışıyor. İstanbul’daki müteahhidin ise yeri ayarlanıyor. Aynı imkânların sunulmadığı zaman bunlar zaten Bursa’ya gelmezler. Ama bunun yanında Bursalı müteahhitlerinin şu eksiği var; biz reklamasyondan kaçıyoruz. Biz resmen kendi kendimize bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Biz önce; daireyi, ruhsatımızı bir alalım, inşaata başlayalım, devam edelim ondan sonra reklam yaparız diyoruz. Bizim Bursa’daki en büyük hatamız bu. İstanbullu müteahhit daha proje çizilmemiş, taslak aşamasında daire satıyor. Eroğlu’nun burada yaptığı gibi. İstanbullu bu işi bizden daha iyi yapıyor. Çünkü işin konut yapmaktan çok, pazarlama ve finansal mantığını geliştirmişler. Bursa’da; işi olmayan, biraz parayı bulan müteahhitlik yapıyor.
METİN BULAT - METİN İNŞAAT
Belediyenin ön ayak olması lazım
İstanbullu firmaların Bursa’ya geleceğini çok düşünmüyorum. Çünkü gelip, gittiler. İstanbul büyük bir şehir, Bursa da semti gibi geliyor bana. Maalesef İstanbul’un 10-15 yıl gerisinden geliyoruz. Örneğin; 300 daire civarında proje yapmak istiyorum ama hep parçalara bölünüyorum. Şantiyemin birkaç farklı noktada olmasını istiyorum fakat bu sefer takip etmem zorlaşıyor. Gerçek bir proje anlamında sunup, iyi şekilde reklamasyon ve pazarlama yapmam da zorlaşıyor. Şu an en büyük yerimiz 100-150 daire. O da bir, bir buçuk senede biter. Buna da değmiyor. Buraya ciddi anlamda masraf ettiğim zaman, ciddi anlamda da bir proje olması lazım. Beş yıldır aynı fiyatlara daire satıyorum ama mimari malzemede yüksek bir fiyat artışı var. Tüm bunlara rağmen, Bursa’da daha güzel ve iyi projeler yapılabilir. Buna belediyenin biraz daha ön ayak olması lazım.
ATİLLA ÖDÜNÇ - ATİLLA ÖDÜNÇ İNŞAAT
Deprem gerçeğini
Bursa’da dün olduğu gibi, bugün de, yakın gelecekte de, kaliteli fonksiyonel yapılara ve yaşam alanlarına muhakkak ihtiyaç olunduğunu düşünmekteyim. Ülkemizdeki ve Bursa’daki deprem gerçeğini göz önüne almalıyız. Mevcut yapı stokunu elden geçirmeliyiz. Bu yapıların; müteahhitlerin ve orada oturan yapı sahiplerinin, bir arada çalışmasıyla, yerinde yenilenmesi gerekiyor. Tabi ki yeni ve büyük alanlar, şehir dışında doğuya batıya, kuzeye doğru açılabilir ama bu deprem gerçeği çok yakında yine önümüze çıkacak. Bu sosyal statüyü de düşünerek buradaki yapıların yerinde, yeniden yenilenmesini arzu ediyorum.
DÜŞÜNCE ŞEKLİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ
Rekabet şartlarının içerisinde, Bursa’nın ve Bursalı müteahhitlerin de başarılı olabilmesi için artık koşullarımızı ve sınırlarımızı Bursa ile çerçevelememiz gerekiyor. Eğer biz burada İstanbullu firma ile rekabet edeceksek artık buradaki gibi düşünmemeliyiz. Türkiye gerçeğinde düşünmeliyiz. Onlar niye başarılı oluyorlar? Bence; büyük projelere imza atıp, kaliteli ve ekonomik işler yaptıkları için kazanıyorlar. Biz de bununla büyük konsorsiyumlar kurarak baş edebiliriz. Bunun için de güç birliğinde olmalıyız. Ayrıca; Bursa’nın coğrafi konumu itibari ve ulaşım ağının İstanbul ile yakın olması sebebiyle, bizler Bursalı müteahhitler olarak, ticaret alanımızı sadece Bursa olarak sınırlamamalıyız. Yani biz İstanbul’a da konut ve proje satmalıyız. Çünkü artık deniz ve hava ulaşımı İstanbullu konut alıcılarına Bursa’yı cazip kılacak.
BURTİMDER BAŞKANI - YUSUF AYDIN ESKİBOZKURT
Devlet insanların önünü açmalı
Şimdi bir gerçek var; aslında devletin, insanlarımızın önünde olması gerekir. Birtakım şeyleri onun üretmesi gerekir. Bizler de onun arkasından gitmeliyiz. Yani devlet önce devletliğini yapmalı ve önden gitmeli, insanların önünü açmalı. Dernek üyesi arkadaşlarımız büyük alışveriş merkezlerinin Bursa’ya gelmesinden şikâyetçi oldu. ‘Bize gelen insanların sayısında azalma oldu’ diyorlar. Ben de bu derneğin başına geçtiğim ilk günden beri şunu söylüyorum; birlik beraberlik içerisinde olalım, güç birliği yapalım, iş birliğimiz olsun. Bunun karşılığında da kimse kolay kolay karşımıza çıkmasın. Şimdi düşünün ki Bursa’ya Koçtaş gelmeden önce, bu işi yapan insanlar olarak biz bir araya gelip böyle bir şey oluşturmuş olsaydık, belki bugün Tekzen gelmemiş olacaktı. Ben Bursa’da bunun eksikliğini görüyorum. Arkadaşlar sık sık dile getirdiler, finansman diyorsunuz. Herkes 300 daire yapabilecek güçte ama iki kişi birleştiğinde altı yüz daire oluyor. Bugün belki altı yüz, bin, iki bin daire yapan üç beş tane müteahhit olsa Bursa’da, İstanbullular buraya gelmek istemezler.