“Binanın dış cephesinde kullanılan ahşap görüntülü malzemenin ahşap olsa dahi, böyle bir yangını oluşturma ihtimali mümkün değildir. Ahşap, yangının ilerlemesini mümkün kılmaz” denilen açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve ahşabın yangın sürdürücü bir dış etken olmadan kolaylıkla yanmadığı kaydedildi.
Maraş merkezli depremin maddi zararlarına ve neden olduğu can kayıplarına değinildiği AHŞAPDER’in yangınla ilgili yaptığı açıklamasında cephelerde kullanılan malzemelerin de yönetmeliğe aykırı olduğu belirtildi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Dün gece yaşanılan İzmir’deki çok katlı bina yangını ile ilgili kamuoyunu aydınlatmak için bu açıklamayı yapma zorunluluğumuz doğmuştur.
Sevindirici olan şudur ki; bir tek can kaybı olmadan doğruları bulmamıza imkan tanıyan musibetler başımıza gelmektedir. Umuyoruz ki gerekli tedbirleri bu sayede alırız.
İlk belirlemelere göre 2. Kat koridorunda meydana gelen alevlenme sebebiyle binanın tamamının kullanılamaz duruma geldiği 4 bloklu 8’er katlı sitenin bir bloğunda meydana gelen yangın, 8 saatte söndürülebilmiştir.
Konudan ve malzeme bilgisinden bihaber yerel yetkililer ve yöneticiler de dahil olmak üzere yangının hemen akabinde “Cephelerde ahşap kullanılması bu yangını büyüttü” tarzında açıklamaları peşpeşe sanal medyaya düşmeye başladı.
Ahşap yalıtım malzemesi olması sebebiyle yangında ilk yüzeyin tamamen yanmadan arka tarafa geçmesine izin vermez. Ahşabın kendisi, yangın sürdürücü bir dış etken olmadan kolaylıkla yanıcı değildir. Kaldı ki bina resimlerinden, dış cephede kullanılan ahşapların azlığı görülmektedir.
Bina yönetmeliklerinde dış cephe kaplamalarının yanlış malzeme ve yanlış uygulamalarla binalardaki yangınların ilerlemesini durduracak şekilde planlanması gerekmektedir. Rant kaygısına mahkum ettiğimiz bina mantolama sisteminin yanlış yönde gittiğini, yangın sürdürücü köpük esaslı ısı yalıtım tarzı malzemelerin, hem yangını büyütücü hem de maruz kalanları öldürücü duman çıkarması sebebiyle binalarda kullanılmaması gerekliliği en azından can kaybı olmadan görülmesi sevindirici olmuştur. Eskiden, küçük bir yangının tam bir yangın haline dönüşmesi için geçen süre 15 dakika iken, günümüzde bu süre yaklaşık 3 dakikaya inmiştir. Ahşabı hiçbir ortamda 3 dakikada, bu büyüklükte tutuşturamazsınız.
Binalarda yangına sebebiyet veren malzeme ahşap değildir. Yangına dayanıksız ve yangın sürdürücü duvar kaplama malzemeleri, PVC pencereler ve mefruşat en önemli ve zayıf halkadır. Bunlarda yapılacak iyileştirmeler yangın dayanımlı binaların meydana çıkmasını sağlayacaktır.
Yanmayan bir malzemenin bulunmadığı, söz konusu yangında beton ve demirin ayrışması sebebiyle binada oturmaya devam edilmesinin depremdeki can kaybını artıracağı, 1999 depreminden sonra Gölcük merkezli depremden sonra altında fırın bulunan binaların tamamına yakınının yıkıldığı göz önünde bulundurularak çıkarılan yönetmeliğe riayet edilmeden, halen daha fırınların, apartman altlarında konumlandığı, yangına çare bulunabildiği ama depreme çare bulunamadığı göz önüne alınarak, yönetmeliklerde daha fazla ahşaba yer verecek şekilde uygulamaların, zorunlu olması tavsiyemizdir.
Söz konusu binada, ahşap kaplamaların tüm binayı kaplaması ve pencere doğramalarının da sert ağaç ile üretilmesi durumunda bu yangının bu büyüklüğe erişmeyeceği teknik bir veridir. Yanlış olan uygulamalardan derhal vaz geçilmelidir.
Ancak, bu yangının da bir kez daha bizlere göstermesi gereken bir başka hatalı gidişi bu vesile ile halkımızın bilgisine sunmak istiyoruz:
Çok katlı binalara mahkum değiliz. Daha 2 ay önce Maraş merkezli, 50 bin vatandaşımızın ölümüne ve yüzbinlerce vatandaşımızın yaralanmasına ve milyarlarca dolar maddi kayba sebep olan depreme dayanıklı sistem de Ahşap Konut Sistemidir. Şehrin sadece %1 ini planlayarak, vatandaşlarımızı tek veya 2 katlı binalara oturtabilecek ve yangın müdahalesinin kolaylığı ve depremde ölüm oranının sıfıra yakın olduğu Ahşap Konut sisteminin, artık şehirlerimizde yer alması gerekmektedir. Söz konusu binadaki yangının 8 saatte söndürülmesi, “Niçin bu kadar büyük binalar yapıyoruz?” Sorusunu sormamızı sağlamalı. Rant beklentisini bir kenara bırakarak vatandaşımıza güvenli, sağlıklı, uzun ömürlü, karbon salınımı yapmayan aksine karbon absorbe eden, Ahşap Konut Sistemini sunabilmeli, yönetmeliklerimizi bu yönde değiştirmeliyiz.
Yoksa tüm dünyada, konutların (Amerika da % 99 oranında) ahşap kullanıldığı bir sistemi, bilgi eksikliği ve rant kaygısı sebebiyle insanımızdan uzak tutmak hiçbirimize fayda getirmeyecektir.
Son olarak diyoruz ki, bizler Ahşap Derneği olarak, bilgi eksiğiniz varsa tamamlayalım, Ahşap Konut Sistemini bir an önce insanımızla buluşturalım. Hem yangında hem de depremde tek vatandaşımızın dahi burnu kanamasın. Tüm vatandaşlarımızla sağlıklı konutlarda buluşmak dileğiyle.”