İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu gazetemize özel değerlendirmelerde bulundu. Lojisteki son gelişmelerin inşaat malzemesi sektörüne olan etkilerinden bahseden Küçükoğlu sadece inşaat sektöründe değil tüm sektörlerde, olaylara kısa vadeli bakış açısının büyük ölçüde değiştiğini ifade etti.
Küresel salgının, bütün disiplinleri, yaşam biçimi dahil her şeyi etkilediği günümüzde, orta ve uzun vadede planlar yapmanın önemi daha iyi anlaşıldığını belirten Küçükoğlu, “Dünya genelinde emtia üretimi, fiyatları ve teminindeki dengesizlik, küresel pazar ile entegre çalışan inşaat malzemeleri sanayimizi de olumsuz etkiledi. Bu sürece global lojistik aksamaların da eklenmesi, sanayimizde sürdürülebilirlik sağlamayı güçleştirdi. Covid-19 nedeniyle oluşan olumsuz koşulların inşaat malzemeleri sektörünü de lojistik sektörünü de önemli ölçüde etkilediği bir gerçek. Bu süreçte tüketici talebindeki ezberleri bozan olağanüstü değişimin, tedarik ve taşımacılık koşullarındaki karmaşayı daha da artırdığına şahit olduk. Ancak iki sektörün de bu sorunları aşmak için hızlı ve çözüm odaklı yaklaşımla hareket ettiğini görüyoruz” diye konuştu.
“Lojistikteki gelişmeler sektörümüzü etkiliyor”
Küçükoğlu şöyle devam etti: “Üretim, dış ticaret ve tüketim aşamalarında önemli bir taşımacılık ve lojistik faaliyeti yaratan inşaat malzemeleri sanayisi olarak; uluslararası lojistikte yaşanacak her türlü gelişmenin sektörümüze etkilerinin çok önemli olacağını düşünüyoruz. Bugün inşaat malzemeleri sanayisi, Türkiye’de en yüksek taşımacılık hacmine sahip olan bir sektör konumunda. Bu nedenle inşaat malzemeleri taşımacılığı ve lojistiği hem sanayimiz hem de lojistik sektörü için ayrı bir önem taşıyor. Sektör olarak taşımacılık ve lojistik faaliyetlerini yakından izliyoruz. Çünkü lojistik faaliyetleri önemli bir maliyet kalemi oluşturuyor. Ayrıca bu faaliyetler ihracat taşımalarında maliyet ve zaman açısından rekabet gücümüzü etkiliyor.”
Küçükoğlu sektörle ilgili bazı rakamlar da paylaştı: “İnşaat malzemeleri üretimi 2020 yılında 282,5 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu üretim hacmine ulaşabilmek için bir o kadar da hammadde ve yardımcı malzeme üretim tesislerine taşındı. Bu taşımacılık yurt içinde büyük ölçüde kara yolu, kısmen deniz ve demir yolu ile yapılıyor. 2020 yılında üretilen inşaat malzemelerinin 59,96 milyon tonu yurt dışına ulaştırıldı. 2019’da ise 258 milyon ton üretimin 51,60 milyon tonunu global pazarlarımıza taşıdık. Yani 2020 yılında pandemiye rağmen hem üretimde hem de yurtdışına gönderdiğimiz malzeme miktarında artış yaşadık. 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz 21,16 milyar dolar seviyesindeki ihracat, deniz ve kara yolu ile yapıldı.”
Hızla değişen lojistik dünyasındaki dinamikleri anlamalıyız
İnşaat malzemeleri ithalatının ihracata göre çok düşük kaldığını ifade eden Küçükoğlu: “2015 yılında 4,5 milyon ton olan inşaat malzemeleri ithalatı, yıllar içinde azalarak 2020 yılında 2,6 milyon ton seviyesine geriledi. Yine ithalat taşımacılığı da büyük ölçüde deniz ve kara yolu ile yapılıyor. 282,5 milyon ton inşaat malzemesi ürettiğimiz, yaklaşık 60 milyon ton ihracat yaptığımız 2020 yılında, yurt içi inşaat malzemesi tüketimi ise 225 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamlar da, inşaat malzemeleri sanayisinin hem küresel pazarda hem Türkiye’nin her bölgesinde nasıl yoğun bir taşımacılık ve lojistik faaliyeti yarattığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Küçükoğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Bugün radikal ve büyük oranda da kalıcı değişikliklerin yaşandığı uluslararası lojistikte sorun ve fırsatları idrak etmeli, çözüm ve geliştirme konularına kararlı, sabırlı ve disiplinli bir şekilde odaklanabilmeliyiz. Böylece ülkemiz ve sektörümüz adına aralanan fırsat kapılarını kalıcı olarak açabiliriz. Ürün çeşidimiz, ülkelerin çeşitliliği, pazarların büyüklüğü ve uzaklığı değişti. Dolayısıyla lojistik dünden daha da önemli hale geldi. Bireysel, kurumsal, ulusal olarak hızla değişen lojistik dünyasındaki dinamikleri anlamak ve güçlü stratejilere odaklanmak zorundayız.”