Bu ay ki köşe yazısını tam planlamış iken yine bir sabah Bursa da hepimiz deprem gerçeği ile yüzleştik. Aslında hiç unutmamamız gereken bir gerçek olan deprem maalesef yaşandığı an da bizi kendisi ile yüzleştiriyor.
Bu sefer hasarsız, sıkıntısız atlattık ancak bir sonra ki seferde nerede hangi güvenli binada olacağımızın garantisi olmadığı gibi maalesef yaşayacağımız depremin şiddet, ve büyüklüğü de öngörülemez durumda.
İşte tam bu noktada yine güvenli yapıların önemi, sağlam zeminlere sağlam temellere yapılmış binaların önemi bir kez daha kendini bize hissettiriyor.
Zemin iyileştirme sistemleri veya uygun iksa sistemleri planlaması yapılarak gerçekleştirilen inşaatlar bizleri, sevdiklerimizi depremin etkilerinden maddi ve manevi olarak korumak için en etkili yöntemlerdir.
Ülkemizde ki şehrimizde ki yapı stokları incelendiğinde yan yana duran aynı mahallede ki veya sokakta ki binalarda bile farklılık çoğu zaman gözle görülebilir seviyede kalmaktadır.
Eski yapı stoklarının çokluğu , deprem yönetmeliği öncesinde yapılan binalarda kullanılan malzeme ve zemin dayanımının bilinmemesi inşaat firmalarının çoğu zaman maliyet hesapları maalesef bizleri depremin kötü yanı ile karşı karşıya getirmektedir.
Özellikle zemin dayanımının zayıf olduğu bölgelerde ve şehirlerde muhakkak yüksek katlı binalarda fore kazık sistemleri gibi binaları ayakta tutmaya yarayan en önemli zemin güçlendirme sisteminin artık bir lüks olarak görülmesinin dışında bir mecburiyet olarak bu uygulama sistemlerinin gittikçe yaygınlaşması ülke genelinde belirli bir standarta oturması güvenli şehirleşmenin en temel gereksinimi olmuştur.