Koronavirüs salgınından etkilenmemek adına uzun bir süre evlerde daha çok vakit geçirdik. Salgının bahara ve yaz başına denk gelmesiyle de daha ferah ve açık alanlara olan istek ve ihtiyaç da dayanılmaz boyutta arttı. Bu durum da arsa, tarla ve bahçelere olan taleplerin yoğunlaşmasına sebebiyet verdi.
Oluşan bu talep artışını, ilginin fiyatlara yansımasını ve sürekli olup olmayacağını uzmanlara sorduk. Gayrimenkul danışmanları da, ‘Şehre yakın ama küçük de olsa doğayla iç içe bir yerim de olsun’ düşüncesinin özellikle son zamanlarda ağırlık kazandığını, bu görüşün de geçici değil sürekliliği olan bir görüş olduğu fikrindeler.
DENİZ GAYRİMENKUL KURUCUSU MERAL TÜRKEŞ:
Koronavirüs süreci arsa ve arazi sorgulamalarını artırdı. Genelde deniz kenarlarına olan ilgi eskiye göre daha da yükseldi. Ama yine de daire satışları kadar hızlı bir yükseliş arz etmediğini söylemek isterim.
Bazen bu ilgiler geçici olabiliyor. Ancak ben gösterilen bu ilginin geçmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü korona ile birlikte insanlar bir arada değil, uzak uzak yaşama sürecine geçti. Siteler de artık yüksek katlı inşa edilmeyecek gibi duruyor. Şehrin büyümesi her anlamda sürüyor. İnşaat olarak da batısına ve doğusuna büyümesi olacağını görebiliyoruz. Bu yüzden en kısa zamanda yeni projeler yapılmaya başlanacağını öngörüyorum.
Arsa ve arazi fiyatlarında, konut fiyatlarına oranla artış olmadı. Aslında şu an tam arazi yatırımı yapılacak dönem. Arazi fiyatları, diğer tüm yatırımlara oranla biraz daha makul seviyelerde kaldı.
RIDVAN HASIRCI GAYRİMENKUL FİRMA SAHİBİ BURSA SORUMLU EMLAK DANIŞMANLARI DERNEĞİ (BURSED) YÖNETİM KURULU BAŞKANI RIDVAN HASIRCI:
Şimdiye kadar şahit olmadığımız Koronavirüs ile birlikte ortaya çıkan, sosyal mesafe, maske ve hijyen önlemleri insanların yaşamlarında da değişikliklere neden oldu. İnsanlar kalabalık ortamlardan uzaklaşıp, doğa ile iç içe bir yaşama doğru adım attı. Şehirlerden kırsallara doğru göç başladı. Şehir içlerinde oturanlar, bahçeli müstakil evlere doğru bir akım başladı. Bunun yanı sıra arsa ve arazi satışları da müstakil ev yapmak isteyenler, organik beslenmek isteyenlerin tercihi oldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre yılın ilk yarısında 182 bin 618 tarla ve 154 bin 926 arsanın satış işleminin gerçekleştirildiğini açıklandı. Türkiye genelinde arsa satışları yılın ilk 6 ayında ülke genelinde toplam 154 bin 926 olurken, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 32 arttı. En çok arsa satışının yapıldığı iller İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir ve Konya oldu. Tarla satışları geçen matadorbet giriş yılın ilk 6 ayına göre yüzde 19 arttı. İstanbul 11 bin 639, Antalya 10 bin 250, Konya 8 bin 762, Ankara 8 bin 232, Bursa 7 bin 739 ile en çok tarla satışı yapılan iller oldu.
Bursa özelinde bakmak gerekirse, yılın ilk altı ayında 12 bin 564 arazi satışı gerçekleşti. Bu rakamların içinde arsa ve tarla da bulunuyor. Ocak ayında 2 bin 440, Şubat ayında 2 bin 477, Mart ayında bin 989, Nisan ayında 820, Mayıs ayında bin 209, Haziran ayında ise 3 bin 629 arazi Bursa’da el değiştirdi.
Bu sürecin geçici olduğunu düşünmüyorum. Artık doğaya ve doğala özlem geri geldi. İnsanlar bunu sevdi. Sakinlik ve hareket kabiliyeti rahatlık getirdi. Bu artışın bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl 1-27 Haziran’da ülke genelinde 6 bin 658 kredili konut satışı gerçekleştirilirken, bu yılın aynı döneminde faiz oranlarındaki düşüşün etkisiyle bu rakam 93 bin 704’e yükseldi. Cazip krediler sayesinde Bursamız Haziran Ayı’nda 3 bin 592 konut satışı ile en fazla konut satışı gerçekleştirilen iller arasında yer aldı. Faiz oranlarının düşürülmesi ile birlikte konut fiyatlarındaki yüzde 10-15’lik artış yaşandı. Fakat buna rağmen önemli bir hareket yaşanıyor. Emlak sektöründe aynı hareketliliğin işyeri satışı ve kiralanmasında da yaşanmasını umuyoruz. Bu alanda da yaşanacak olası bir hareketlenme ile bu durgun dönemden güçlenerek çıkılacağına inanıyorum.
KRİSTAL TÜRKİYE PLUS GAYRİMENKUL BROKER SİBEL TANER HACIOĞLU:
Koronavirüs ve yaşamakta olduğumuz hayat şartlarının değişimi, günümüz insanını, gayrimenkul tercihinde yeşil alan ve toprak tercihlerine yöneltti. Yaşadığımız süreç bizleri betonarme yapıların sınırlandırılmış mekânlarına kapalı bıraktığı için içgüdüsel olarak doğaya ve yeşile dönme isteğimiz arttı. Gerek konut olsun, gerekse de yatırım amaçlı olarak arazi/arsa nitelikli gayrimenkullere olan ilgi bu doğrultuda daha da arttı.
Hayatlarımızın yeni şekli ile birlikte değişen algı ve isteklerimizin kolayca kaybolacağını düşünmüyorum. Pandemi sürecini atlatsak bile bu ihtimal ve yaşanmışlık sürekli zihinlerde olacağı için yeni standartlarımız değişmeyecektir. Piyasanın gereği olarak arz-talep oranının değişmesiyle fiyatlar da yükselişe geçti. Öngörüm üzere talep devam edecek ve fiyatlarda da yükseliş sürecektir.
REALTY WORLD YÖN GAYRİMENKUL VE YATIRIM UZMANI ERSOY TUNA:
Toprak her dönemin en değerli yatırım aracı. “Ne altın ne borsa her zaman arsa” diye boşuna söylemezler. Toprak yatırımı öncelikli olarak ileride değerlensin düşüncesi ile tercih edilir. Ancak, “şehre yakın ama doğa içinde bir parça yerim olsun” düşüncesi de son zamanlarda ağırlık kazanmıştı. Kendine ait toprakta hobi amaçlı bir şeyler ekip yetiştirmek stresten uzaklaşmak ayrı bir yatırım konusu olmuştu. Korona virüs süreci artık konuyu yatırım veya hobiden çıkarıp kendi hayatını oraya taşıyabilme amacına evrilmeye başladı. Virüsün bulaşma riskini arttıran kalabalık ortamlardan daha güvenli ve sakin ortamlara yönelme isteği hız kazandı. Dolayısıyla, sağlık amaçlı toprak satın almak da artık yatırım sebebi oldu. Şehir hayatından doğrudan veya kademeli olarak ayrılıp, köy ve kasabalara yerleşerek riskten uzak bir hayat tarzı da bundan sonra daha sık tercih edilir olacaktır.
Bu ilginin yakın zamanda geçeceğine ihtimal vermiyorum. Özellikle uzaktan çalışma imkânı olan insanlar, bu ilgiye devam edeceklerdir. Belki de şehir hayatından kaçmak için uzaktan çalışmaya dayalı sektörlere geçiş yapacaklardır. Bu ve benzeri tercihlerden dolayı da oralara ait imar planları, mimari planlama ve hatta nüfus planlaması bile zamanla hastalıktan korunmaya yönelik olarak şekillenecektir. Bu imkâna sahip olmayanlar da çocuklarının geleceği için ilgi göstereceklerdir.
Toprak fiyatı zaten canlı bir organizma gibidir. Normalde de sürekli artış gösterir. Çevresinde veya yakınında yapılması planlanan ya da yapılmaya başlanan projelerin etkisi ile fiyatı her geçen gün yukarı yönlü ivmelenir. İktisat kuralı olarak da, talep varsa fiyat zaten artar. Ancak şu an yaşadığımız çok farklı bir durum. Ortada sağlık amaçlı bir yer edinme konusu var. Bu sektördeki en büyük sıkıntımız fırsatçılık. Durumdan fırsat çıkarıp, normal piyasa fiyatlarını şişirenler bu dönemde de karşımıza çıkacaktır. Hatta fiyatların pandemi öncesine oranla ortalama %15-20 civarında yükseldiğini de görmeye başladık. Elbette bu her yer için geçerli değil. Yatırım yapmak isteyen müşterilerimiz sıkıntı yaşamamak için, alacakları yerleri iyi araştırsınlar. Bölgenin uzmanı, Mesleki Yeterlilik Belgesi olan, profesyonel gayrimenkul danışmanları aracılığı ile işlemlerini gerçekleştirsinler.