Amerikan rüyası bile yalan
Geçtiğimiz günlerde Kamala Harris‘in, ‘Tutunduğumuz Gerçekler’ anı ve biyografi kitabını okudum. Amerikan gerçeklerini su yüzüne çıkaran bir kitaptı. Bu çarpıcı gerçeklere göre, Amerika’daki en yüksek ilk on ölüm sebebinin sekizinde, siyahilerin beyazlara göre ölümleri daha yüksek. Siyahi bebeklerde ölüm oranı beyazların iki katı. Siyahi kadınların gebelikte ölüm oranı beyazların neredeyse üç katı.
Harris’in uzmanlık alanı hukuk. Yıllarca sokaklarda suçu önlemek ve insanlığın gelişmesi için mücadele vermiş Kamala Harris. Harris, savcılık yaptığı dönemde 2007-2008 finansal krizini de inceleme fırsatı bulmuş. Evlerini kaybedenlerle, bankalar arasında arabuluculuk yapmış. Krizden beyaz ve siyahlar benzer etkilenirken, 2011’de beyaz ailelerin kayıpları sıfıra inmiş, siyahi ailelerin varlıkları ise %13 azalmış.
Kamala Harris‘in başkan yardımcılığı yaptığı 15 aylık hükümetine güven gün geçtikçe azalıyor. Bu güvende kriz dönemlerinde attığı kahkahalar etkili oluyor. Yine önemli nedenlerden biri, iktidarın ekonomik sorunlara çare üretememesi.
United Win’in araştırmasına göre ülke servetinin %40’ı sadece yüzde birlik zenginlerin elinde. Bu da zengin fakir ayrımını çok belirgin bir şekilde değiştiriyor. Bir 20 yıl önce Amerikan rüyası tüm dünyanın hayaliydi. Şu anda Amerikan kültürünün kendi kendini eleştirilerini okuyoruz. Gelecek, tüm dünya için belirsizliğini sürdürüyor. Eğitim, sağlık ve ekonomi konusunda dünya endişeli bekleyişini sürdürüyor. Dileriz her şey insanlık için iyi ve güzel ilerler. Ve dünya savaşlarından uzak, huzurlu yıllar geçiririz